Alevi Haber Ajansi

Terolar’daki AFAD kampı sağlığı tehdit ediyor: Halk enfeksiyon kaptı-VİDEO

PİRHA-Maraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Terolar köyünde bölge insanının karşı çıkmasına rağmen 2016 yılının Temmuz ayında inşa edilen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) bağlı 27 bin kapasiteli kamp, köylüleri mağdur etmeye devam ediyor. Köyde yaşayan Fatma Kocamer, sürekli baş ağrısı ve mide bulantısı çektiklerini, doktora gidince de enfeksiyon kaptıkları cevabını aldıklarını belirtiyor.

Maraş’ın Dulkadiroğlu ilçesine bağlı Terolar köyünde bölge insanının karşı çıkmasına rağmen inşa edilen Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı’na (AFAD) bağlı 27 bin kapasiteli kampa yönelik tepkiler gelmeye devam ediyor.

İki yıla yakındır mültecilere ev sahipliği yapan kamp, köylüleri mağdur etmeye devam ediyor. Kamptan köyün yakınındaki dereye borularla akıtılan kanalizasyon suları köylülerin sağlığını tehdit ediyor.

ENFEKSİYON KAPIYORLAR

Köyde yaşayan 45 yaşındaki Fatma Kocamer, kamp yapılmadan önce çok rahat olduklarını, hiçbir kaygılarının ve korkularının olmadığını, daha rahat gezdiklerini, yürüyüşler yaptıklarını ancak, kamp yapıldıktan sonra sağlık durumlarının da bozulmaya başladığını, sürekli mide bulantısı ve baş ağrısı çektiklerini söyledi.

Kocamer, doktora gittiklerinde ise enfeksiyon kaptıkları cevabını aldıklarını bunun da kamptaki kanalizasyon sorunundan kaynaklandığını kaydediyor.

“KAMP GELİNCE HAYVANCILIK BİTTİ”

Fatma Kocamer, kamp yapılmadan önce hayvancılıkla uğraştıklarını keçi, koyun, inek beslediklerini bunları da kampın yapıldığı yer olan mera alanında otlattıklarını ancak kamp gelince hepsinin gittiğini vurguluyor. Köyde sadece tarlası olanlarla yurt dışında kimsesi olan ailelerin yaşamlarını sürdürebildiğini de ekliyor.

MÜLTECİLER İÇİN AÇILAN PAZAR

Köyün girişine kurulan pazarın köylüler için mi yoksa mülteciler için mi kurulduğunu soruyoruz Fatma Kocamer’e ve Suriyeliler için kurulduğu cevabını alıyoruz.

“Bizim için olsaydı daha önceden olurdu. Oraya kamp kuruldu ticaretle uğraşmak için oraya tezgah açmışlar. Köylülerden de bazen giden gelen oluyor” diyor Fatma Kocamer.

KÖYLÜNÜN TAPULU ARAZİSİNE OKUL YAPIYORLAR

Köyün giriş yolunun neden değiştiğini sorduğumuzda ise şunları söylüyor Fatma Kocamer:

“O yolu da elimizden aldılar. Orası park yeri haline dönüştürülmüş. Şu anda onlar işgal ediyor bizim yolumuzu. Nereden gelip gideceğimizi bilmiyoruz. Kaç defa kaza yaptılar o yolda.”

Fatma Kocamer, köyün yakınında bulunan alanda yer alan inşaat hakkında da kamptakiler için okul yapıldığını belirtiyor. Orasının köylünün tapulu arazisi olduğunu kaydeden Fatma Kocamer, bu arazi için devletin herhangi bir ücret ödemediğini de ekliyor.

“TEDİRGİNLİĞİMİZ HALA VAR”

Köyde yaşayan 48 yaşındaki Ayşe Güney de kapı pencereleri kırarak hırsızlık yapılmaya çalışıldığını, bağlarına ve bahçelerine zarar verildiğini ifade ediyor. Kamptan önce arazilerine rahatlıkla gidip geldiklerini hatırlatan Ayşe Güney, şimdi ise can güvenlikleri olmadığı korkusuyla gidemediklerini, tedirginliklerinin hala var olduğunu vurguluyor.

“YETKİLİLER BİR ÇARE BULMUYOR”

Köye olan ulaşım zorluklarından söz eden Ayşe Güney, başka köyden gelen taşıma aracıyla ulaşımı sağladıklarını, bunun da çok sağlıklı bir şekilde yapılamadığını belirtiyor. Kamp kurulurken kendilerine köye herhangi bir sıkıntısının olmayacağının söylendiğini ifade eden Ayşe Güney, “O kadar yetkililer gelip konuştu ‘Size sıkıntı verilmeyecek’ diye. Yapıyorlar şimdi neden gelip engel olmuyorlar” diyor. En büyük sorunlarının kanalizasyon kokusu olduğuna dikkat çekek Ayşe Güney, “Kokuya dayanamıyoruz ama yetkililer buna bir çare bulmuyorlar. Yapmak istemiyorlar. Ne halimizi soran var ne de gelen” şeklinde ifade ediyor.

“EN BÜYÜK SORUN KAMPTAKİ KANALİZASYON SUYUNUN KOKUSU”

Köyde bulunan birkaç tane gençten biri olan Hüseyin Kocamer ise kamp yapıldıktan sonra köyde yaşanan en büyük sorunun kamptan bırakılan kanalizasyon suyunun kokusunun köye gelmesi olduğunu söylüyor. Ayrıca kamptaki mültecilerin köylülerin tarlalarına girerek zarar verdiklerini ifade ediyor Hüseyin Kocamer. Köylerinin büyükşehir belediyesine bağlı olduğunu hatırlatan Kocamer, kamp ile ilgili sorunları için defalarca dilekçe verdiklerini, sözlü olarak belirttiklerini ancak yetkililerden hiçbir cevap alamadıklarını da vurguluyor. Kanalın üstünün açık olmadığını ancak havalandırılmadığı zaman boruların patlama yaptığını belirten Hüseyin Kocamer, şöyle devam ediyor:

“Koku olmaması için ilaç kullanmaları gerekiyormuş. İlacı kullandıkları takdirde bu kanalizasyon kokusunun gittiğini söylüyor oradaki yöneticiler. Bu ilaç kullanılmadığı takdirde köye bayağı bir koku geliyor. Elimizden geleni yaptık, yetkililere dilekçe verdik, sözlü olarak ilettik kendilerine. Herhangi bir cevap da alamadık, herhangi bir çözüm yolu da aranmadı. Bizim de kendimize göre seçeneğimiz kalmadı yani. Yetkililerden yardım bekliyoruz ama zannetmiyoruz yardımın geleceğini. İki, üç günde bir bu kokuyu çekmek zorunda kalıyoruz.”

Çözüm yolu bulunmamasında köylerinin Alevi ve Kürt köyü olmasının etkili olabileceğini kaydeden Hüseyin Kocamer, “İlgilenilmesi gerekiyor, sonuçta hepimiz bu ülkenin vatandaşıyız. Herkesin sağlık açısından korunması gerekiyor. Bunu nasıl sağlayamıyorlar bilmiyoruz. Bizim de elimizde yapabileceğimiz herhangi bir şey yok” diyor.

Mustafa YÜKSEL/Suay ABAK
MARAŞ

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak