PİRHA-İstanbul Alibeyköy Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Eyüp Şubesi’nde “68’in 50. yılı” konulu panel düzenlendi. Panelde “Bu bir yürüyüştü. O yüz metre koşunun yenisini başlatmamız gerekiyor. Bu toprak hala Berkin Elvanları yetiştirebiliyorsa bizim hala bir şeyler yapabilme gücümüz ve kapasitemiz vardır. 68’den 50 yıl sonra diktatörlüğü alt edebilecek misiniz?” diye soruldu.
İstanbul Alibeyköy Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Eyüp Şubesi’ndeki ‘Bahar Şenliği’ kapsamında ‘68’in 50. yılı’ konulu panel düzenlendi.
Gazeteci yazarlar Temel Demirel ve İhsan Çaralan’ın katılımıyla gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Mesut Gerçek yaptı.
İlginin yoğun olduğu panelde ilk konuşmacı Gazeteci -Yazar Temel Demirel, Berkin Elvan ve mücadeleden yaşamını yitirmiş tüm çocukların anneleri nezdinde tüm kadınların Annelerin Gününü kutlayarak başladı konuşmasına. Bugünün ayrıca 1980’de Karakoçan’da ölümüzleşen Orhan Bakır’ın ölüm yıldönümü olduğunu da hatırlattı. 68 konuşulacaksa Murathan Mungan’ın dizelerinin paylaşılması gerektiğini söyleyen Demirel, 68’in baharın isyancı olduğunu hatırlatan bir gerçek olduğunu söyledi.
Demirel, “68 isyanı hepimize önce eylem diyen Engels’i hatırlatır. Gerçekten 68 bir eylem, özgürlük hareketidir, kapitalist toplumun muhafazakarlığına karşı bir isyan hareketidir. İnsanlığın belleğinde derin izler bırakmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde özgürlük hareketleri akıllı dengeli olamaz özgürlük hareketlerinden başka bir şey düşünmez. 68 radikal bir kopuştur. Bunların hepsi özgürlük talebidir” dedi.
“DİKTATÖRLÜĞÜ ALT EDEBİLECEK MİSİNİZ?”
Demirel konuşmasına şöyle devam etti:
“Söz konusu hareket elbette gökten zembille inmedi. Fransiz ihtilali, işçi ayaklanmaları vardır. Bir anarşi, başıboşluk değil, Avrupa’daki hareketin yansımasıydı. O günler özgürlük günleri idi. Çocukların daha çok ekmek yemek istemesinin mücadele günüydü. Kardeşlik öyküsüdür. Yoksulların yeniden tarihin sahnesine çıkıp zincirlerini kırdığı gündür.
Avrupa’daki ile bizim 68’imiz arasında fark idi. Başka bir 68 idi. Mahir Çayan, Deniz Gezmiş, İbrahim Kaypakaya’yı hatırlayın. Düzenin yıkılmasına yönelik bir özgürlük hareketiydi. En önemli karesi Deniz Gezmiş’in İstanbul Üniversitesi’ndeki boykot kararıydı benim için 68. Öğrenciler Amerikan emperyalizmine hayır, dedi.
“68, ÇARPIK DÜZENE KARŞI BİR MÜCADELEDİR”
Sadece bir özgürlük hareketi değil çarpık düzene karşı bir mücadeledir de 68. Bu hareketin vardığı yerde 6 Mayıs’ta idama giden Deniz, Yusuf, Hüseyin vardır. Kızıldere’de ‘teslim olmaya değil ölmeye geldik’ diyen Mahir Çayan var. Nurhak dağlarından ‘askerlere siz geri çekilin rütbeliler gelsin’ diyen Sinan Cemgiller var. 68 bizim için Mayıs ayıdır.
1 Mayıs ile başlar bizim mayısımız. 4 Mayıs tertele günleri vardır. Bütün Aleviler 4 Mayıs’ı bilir en iyi de Dersimliler bilir.
Bu bir yürüyüştü. O yüz metre koşunun yenisini başlatmamız gerekiyor. Bu topraklar hala Berkin Elvanları yetirtişebiliyorlarsa bizim hala bir şeyler yapabilme gücümüz ve kapasitemiz vardır. 68’den 50 yıl sonra diktatörlüğü alt edebilecek misiniz?”
“68; İSYAN, BAŞKALDIRI VE OKULDUR”
Gazeteci Yazar İhsan Çaralan ise şöyle konuştu:
“Geçmişte böyle mücadeleler oldu, bugün de oluyor. İçinde olduğumuzdan pek fark etmiyoruz. Geleceğe dair umutsuz olmak geçmiştekileri de unutmamamız gerekiyor.
68’in bir özelliği de emperyalist dünyanın geri cephesindeki bir isyan olmasıdır. Burjuvazinin şiddetini çekmiştir. Burjuvazinin bütün yerleşik değerlerine bir isyan olduğu gibi emperyaliste karşı arkadan kurulduğundan o dönemdekiler tarafından şiddetle cezalandırılmak istendi.
Bu kuşak 68 ile gökten inmedi. 68’e gelen dünyanın sosyalizme gelen mücadele ile şekillenmiştir. Çin, Cezayir, Küba ve Filistin devrimi gibi 68’in ateşi yükselmiştir.
Bunun önemi, Deniz’lerden bugüne 46 yıl geçmesine rağmen o günden bu yana her yıl anılmaktadır. Onların şahsında yaptığımız anma aslında bir muhasebedir. Her yıl yarım yüzyıllık bir dönem boyunca mücadelenin ön saflarında yer alanların geçmişteki mücadeleyi anmışlardır.
Geçmişte yaşadıklarını unutmayan bir toplum olduklarını da gösteriyor. Devrimciler ilericiler unutmuyorlar. Hafızalarını taze tutmak üzere bu mücadele içinde nerede olduklarını tartışmaya devam ediyorlar.
Baskının artmış olması, demokratik kazanımların ortadan kaldırılmış olması aslında bizim mücadelemizin önemini kavramak ve yeni kuşaklara da bunu aktarmalıyız.
Bu dönem en dikkat çekilecek şu: 68’deki antiemperyalist mücadeledir. 68, bir isyan, başkaldırı ve okuldur.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.