PİRHA-Adil yargılanma ile cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle ölüm orucunda olan Sibel Balaç ile Gökhan Yıldırım için basın toplantısı düzenleyen TTB, SES, TİHV, İHD, ÖHD ile ÇHD, “Cezaevlerinde yaşam ve sağlık hakkı mücadelesi toplumun her kesiminin sorumluluğudur. Sibel Balaç ile Gökhan Yıldırım’ın yaşamasını istiyoruz” dedi.
Türk Tabipleri Birliği (TTB), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ile Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ölüm orucunda olan Sibel Balaç ile Gökhan Yıldırım için TTB Genel Merkezi’nde basın açıklaması düzenledi.
Ankara’daki Sincan Kadın Cezaevi’nde tutuklu bulunan Sibel Balaç ölüm orucunun 228’inci gününe girerken, 6 yılı aşkın süredir tutuklu olan Gökhan Yıldırım ise ölüm orucunun 222’nci gününde. Balaç ve Yıldırım’ın sağlık durumlarının gün geçtikçe kötüleştiğini belirten 6 kurum, taleplerin bir an önce yerine getirilmesini istedi. Kurumlar adına basın açıklamasını TTB Ankara Yönetim Kurulu üyesi Dr. Ayşe Uğurlu okudu.
“EYLEMLERİN SONLANDIRILMASI İÇİN GEREKLİ KOŞULLAR SAĞLANMALI”
Açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Cezaevlerinde yaşam ve sağlık hakkı mücadelesi toplumun her kesiminin sorumluluğudur. Sibel Balaç ile Gökhan Yıldırım’ın yaşamasını istiyoruz. Sibel Balaç adil yargılanma talebinin yanı sıra cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle 19 Aralık 2021 tarihinde kendisi tarafından “ölüm orucu” olarak nitelendirilen açlık grevi eylemine başlamıştı. Hala Tekirdağ 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nde bulunan Gökhan Yıldırım ise 25 Aralık 2021 tarihinde adil yargılanma talebi ve cezaevlerinde yaşanan ağır hak ihlallerinin sona ermesi talebiyle kendisi tarafından “ölüm orucu” olarak nitelendirilen açlık grevi eylemine başlamıştı.
Avukatı, Balaç’ın sağlık durumuna ilişkin olarak açlık grevine 85 kilo olarak başladığı, 24 Temmuz 2022 tarihinde tartıldığında 46 kilo olduğunu bildirmiştir. Sibel Balaç görüşmede, oturmakta güçlük çektiğini, baş dönmesi, çarpıntı, kulak çınlaması, sürekli mide bulantısı yaşadığını, ağız içi ve çenesinde yaralar çıktığını, el, ayak yanmaları ve uyuşmaları yaşadığını, TTB’den gelecek bağımsız bir heyet haricinde hekimler ile görüşmeyi kabul etmeyeceğini ifade etmiştir.
Gökhan Yıldırım’ın ise açlık grevine 62 kilo olarak başladığı, son ölçümde ise 42 kilo çıktığı bildirilmiştir. Yıldırım, görüşmede vücudunun birçok yerinde yanma hissettiğini ifade etmiştir. Her ikisinin de sağlık durumundaki bu olumsuzluklar bizleri endişelendirmektedir. Bu bulgular insan sağlığı için geri dönüşümsüz bir sürecin belirtisi olabilir. Sibel Balaç ile Gökhan Yıldırım’ın yaşam hakkının korunması için başta adil yargılanma olmak üzere taleplerinin bir an evvel karşılanarak, eylemlerini sonlandırmaları için gerekli koşulların acilen sağlanması gerektiğini vurguluyoruz.”
“ADALET BAKANLIĞI, AÇLIK GREVLERİNE İLİŞKİN HİÇBİR REFLEKS GÖSTERMEDİ”
TTB Merkez Konseyi Başkanı Şebnem Korur Fincancı ise açlık grevlerine karşı Adalet Bakanlığı’nın refleks göstermediğini belirterek, “Aslında cezaevleri uzun zamandır sağlık sorunlarının yaşandığı ama bu sorunlara da özellikle Adalet Bakanlığı’nın kulak tıkadığı yerlere dönüşmüş durumda. Adil yargılanma hakkının ise ciddi şekilde ihlal edildiğini biliyoruz. Kelepçeli muayene ile muayene sırasında içeride kolluk bulundurulması ile ilgili yeni bir düzenleme yapılacağı ifade edilmişti. Bu yeni düzenleme ile de ayrımcılığı yeniden hayatımıza getirmek istediklerini gözlüyoruz. Adalet Bakanlığı açlık grevlerine ilişkin hiçbir refleks göstermiş değil. Açlık grevleri iletişim ile çözülebilecek süreçler. Eğer iletişim kurulmazsa olabilecekleri de son birkaç yıl içerisinde hep beraber yaşamış olduk” dedi.
“HASTA MAHPUSLAR SERBEST BIRAKILSIN”
Sibel Balaç ve Gökhan Yıldırım’ın talepleri ise şöyle:
- Dijital delillerle gizli tanık ve itirafçı tanıklarla yürütülen yargılamalara son verilsin.
- Keyfi disiplin cezalarına son verilsin.
- Hasta mahpuslar serbest bırakılsın.
- Hapishanedeki kitap, dergi kısıtlamalarına son verilsin.
- Hapishanedeki sohbet hakkının eksiksiz uygulanması.
- Yozlaştırmaya karşı mücadele edenlere verilen cezalar iptal edilmeli.
- Tarafımıza verilen hapis cezaları iptal edilmeli.
- Halkımızın hak ve özgürlükler adalet mücadelesi engellenmemeli.
- Ağırlaştırılmış müebbet infaz yasası tutsaklar lehine değiştirilmeli.
NE OLMUŞTU?
Zihinsel engelliler öğretmenliği yapan Sibel Balaç, sürgün ve mobbinge uğradığını söyleyerek 2018 yılında görevinden istifa etti. Balaç, aynı yıl, Kanun Hükmü Kararname’yle (KHK) işinden ihraç edilen memur, öğretmen ve akademisyenlerin, Ankara’daki Yüksel Caddesi’nde gerçekleştirdikleri “işimi geri istiyorum” eylemlerine katıldı. Yüksel Caddesi’ndeki eylemcilerle birlikte 10 Aralık 2018’de gözaltına alınan Sibel Balaç, 18 Aralık’ta çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Sincan Cezaevi’nde tutuklu bulunan Balaç 8 yıl 1 ay 15 gün hapse mahkum edildi. Balaç, 228 gündür açlık grevinde.
35 yaşındaki Gökhan Yıldırım ise, İstanbul 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın gerekçeli kararına göre, “Örgüt üyeliği, ulaşım araçlarının alıkonulması, kasten yaralama, konut dokunulmazlığının ihlali, mala zarar verme, tehdit, kamu malına zarar verme, ruhsatsız ateşli silahlarla mermileri satın alma veya taşıma veya bulundurma, resmi belgede sahtecilik” suçlarından 46,5 yıl hapse ve 1800 lira adli para cezasına mahkum edildi. Yıldırım 222 gündür açlık grevinde.
PİRHA / ANKARA
Yoruma kapalı.