PİRHA-Adıyaman’da 1 Mayıs, TJA, DBP ve DEM Parti Adıyaman il ve ilçe örgütleri, DEM Parti Urfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Adıyaman Tabip Odası, Adıyaman Barosu, Türk Mimar ve Mühendisler Odası Birliği (TMMOB) Adıyaman Şubesi, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve İnsan Hakları Derneği (İHD) Adıyaman Şubesi, DAD, PSAKD Adıyaman Şubeleri ve binlerce kişinin katılımıyla yürüyüş ve mitingle kutlandı.
Miting öncesi kent merkezinde bulunan Koşu Park’ta bir araya gelen kitle, kortejler halinde Mimar Sinan Mahallesi’nde bulunan miting alanına “Bijî 1’ê Gulanê/ Yaşasın 1 Mayıs”, “Emek bizim, söz bizim” ve “KHK’lar gidecek biz kalacağız” sloganları ve zılgıtlarla yürüyüş gerçekleştirdi. Yürüyüşte katılımcıların kendi kurumlarına ait pankartlarının yanı sıra DEM Parti’li Meclis Başkanvekili Sırrı Süreyya Önder’in fotoğrafı ve “Geçmiş olsun Heval Sırrı” yazılı pankartı taşındı.
Sivil toplum kuruluşlarının temsilcilerinin selamlaması ile başlayan mitingde konuşan DEM Parti Urfa Milletvekili Ferit Şenyaşar, “Ülke olarak toplumsal barışın eşiğindeyiz. Bu sürecin sorumluluğu hepimizin boynunadır. Sürece gereken desteği ve üstümüze düşen sorumluluğu yerine getirelim. Bijî 1 Gûlan” dedi.
Polat, yaptığı açıklamada şunları kaydetti:
“Bugün işçi sınıfının, emekçilerin, ezilenlerin, yok sayılanların en şanlı günü, Bugün birlik, dayanışma ve mücadele günümüz 1 Mayıs. Kapitalist barbarlık, kanla, savaşla, sefaletle hüküm sürmeye devam ediyor. Ancak bu böyle gitmez. Yeter artık! Bu sömürü düzenine boyun eğmeyeceğiz. 1 Mayıs; üreten ama ürettiğinden payını alamayan, emeği sömürülen, toplum için değil sermaye için üretmeye mecbur bırakılan işçilerin mücadele günüdür.
DEPREMDE EN BÜYÜK YÜKÜ EMEKÇİLER TAŞIDI
Depremin ardından en büyük yükü yine emekçiler taşıdı. Enkaz başında günlerce bekleyen işçiler, kendi elleriyle sevdiklerini toprağa veren emekçiler, konteynerde yaşayıp sabah şantiyeye giden inşaat işçileri, tarlasını yitiren köylüler, işini kaybeden kadınlar… Bu acının ve mücadelenin adı ‘emek’tir.
Şimdi soruyoruz:
Nerede eşit barınma hakkı? Nerede güvenli konutlar? Nerede adil bir yeniden inşa süreci?
Bizler, sadece evlerimizi değil, adaleti, eşitliği ve geleceğimizi yeniden inşa etmek istiyoruz
1 Mayıs; toplumun ihtiyacı olan tüm kamusal hizmetleri veren, halk için üreten ama emeği yok sayılan, yoksulluk dayatılan tüm kamu emekçilerinin mücadele günüdür.
1 Mayıs; haksız ve hukuksuz bir şekilde bir gecede işleri ellerinden alınarak kamusal alandan koparılmaya çalışılan KHK’li yoldaşlarımızın mücadele ve dayanışma günüdür.
1 Mayıs; uzun yıllar emeği sömürülerek çalıştırılan, ücretlerinden kesintiler yapılan ama bugün açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakılan emeklilerin, insanca yaşamaya yetecek bir aylık için taleplerini yükselttiği mücadele günüdür.
1 Mayıs; sadece ücretli emek üretenlerin değil, toplumun ürettiklerinden payını alamayan, emek süreçlerinden koparılan işsizlerin mücadele günüdür.
1 Mayıs; emeğin ilk sahiplerinin, emeği sömürülerek toplumun bozulmaya uğratıldığı ilk sınıfın, aleyhine oluşan eşitsizliğin kendinden sonraki tüm eşitsizliklere kaynaklık ettiği, kendisi özgürleşmeden toplumun özgürleşmeyeceği kadınların günüdür. Bugün, “Jin Jiyan Azadî” sloganlarıyla tüm dünyadaki direnişlerin öncüsü olan emekçi kadınların günüdür.
1 Mayıs; geleceksizleştirilmeye çalışılan, bu düzenin özel savaş yöntemleriyle yozlaştırılmaya, bireycileştirilmeye, toplumsallıktan uzaklaştırılmaya, yalnızlaştırılmaya çalışılan gençlerin “Biz de varız” dediği direniş günüdür.
1 Mayıs; yaşam alanları katledilen, ağacı, toprağı, suyu talan edilen, bu sömürüye tepki göstermek isteyince sermaye ve onun muhafızları tarafından saldırıya uğrayan köylülerin günüdür. Doğa, kapitalizmin kâr alanı değil, yaşam alanımızdır diyen ekoloji aktivistlerinin günüdür.
1 Mayıs; demokrasinin adının olduğu ama ruhunun olmadığı bu temsili demokraside bile seçtiği belediye yönetimlerine kayyum atanan, seçtiği milletvekilleri cezaevlerine atılan, iradesi gasp edilen yurttaşların iradesine sahip çıkma günüdür.
1 Mayıs; toplum karşıtı bu düzenin, topluma ait olan inançları ele geçirmeye çalışarak kendine hizmet eden bir istismar aracına dönüştürmesine karşı, inanç özgürlüğü ve toplumun inançlarını özgürleştirme mücadelesinin günüdür.
1 Mayıs; kendi toprağında, kendi kimliği, dili ve kültürüyle eşit ve özgür bir şekilde yaşamak isteyen halkların mücadele günüdür.
Ve biz dünden bugüne tüm halkların, demokrasi mücadelesinde elini taşın altına koyan her bir yurttaşımızın, baskılara rağmen bugün Türkiye’nin dört bir yanında alanları dolduran halkların sesi olmaya geldik.”
Biji Yek Gulan, Yaşasın 1 Mayıs
Sanatçı Mehmet Atlı’nın seslendirdiği şarkılar eşliğinde çekilen halaylarla miting son buldu.
PİRHA/ADIYAMAN
Yoruma kapalı.