PİRHA- 56 yaşındaki Akgül Erdemir 40 yıl önce memleketinden büyük şehrin, İstanbul’un yolunu tutmuş. 40 yıldır kent hayatının içinde çocuklarını büyüten Erdemir, yeniden yazları kalabileceği bir ev yapıp köyüne geri döndü. Sohbetimiz saçta ekmek yaparken başlıyor.
HABERİN VİDEOSU
Küçük yaşta babasını kaybeden Akgül Erdemir 16 yaşında evlendi, 17 yaşında anne oldu. Şimdi de etrafında torunları ile yazları Erzurum Hınıs’a bağlı Kazancı köyünde yaşıyor. Sacın başında hayli kalabalık olan aileye ekmek yapıyor. 4 çocuk 9 torun sahibi emekli Erdemir, köyüne 4 yıldır düzenli olarak gelip bostan ekiyor.
“Ben zaten köylü kızıyım” sözleriyle başlıyor şehir yaşamının kendisine ne kadar zahmetli geldiğini anlatmak için. Erdemir, “Memlekettir vatan diyorlar ya, burayı çok seviyorum. Çocuklarım geliyor, torunum geliyor, oğlum yanımda mutluyum yani burada” diyor. Su ve elektrik problemlerinden dert yanan Erdemir yine de, “Köy sonuçta” diyerek bu sorunları da görmezden geliyor.
Şehirin o boğucu havasından bunaldığını söyleyen Erdemir, yaşadığı bu coğrafyada nasıl hissettiğini şöyle anlatıyor:
“Artık şehirlerden de memlekete kaçıyoruz. Betonlaştı, eskiden gecekondu da oturuyordum komşuluk ilişkilerimiz vardı şimdi ise apartman. Sabah uyandığımızda temiz orman havası alıyoruz burada.”
Bizimle konuşurken bir yandan da durmadan ekmeğini açıyor, saçın üzerindekilerin yanmaması için çeviriyor. “Herkes ekmeğimi nasıl yaptığımı soruyor” diyor ekmeğin lezzetli olduğunu söylediğimizde. Sırrını küçük de olsa paylaşıyor bizimle Erdemir, “Maya ve süt koyuyorum ardından sıvı yağımı katıyorum.” Ekmeğin yanı sıra gözleme, patile ve zerfet de yapıyor çocukları ve torunları için. Çoğu zamanda ziyaretlerin üzerine götürmek için lokma yapıyor. İnançlarını nasıl yaşadıklarını şöyle anlatıyor:
“Ziyaretlerimiz var. Gücü olanlar kurban alıyorlar kimisi lokma dağıtıyor. Konu komşu birlikte gidiyoruz. Niyetimizle, inancımızla gidiyoruz.”
Sohbetin sonuna doğru dertleniyor Erdemir. 18 yaşında üniversite okuyan yeğenini kaybedişi aklına geliyor. “Cuma günü geleceğim diye annesine telefon açmıştı. Cumartesi cenazesini kaldırdık” diyen Erdemir başlıyor kendi anadili olan Zazaca bir ağıt yakmaya. Ağıt yakarken de gözyaşlarına hakim olamıyor.
Sevim KAHRAMAN – Semra ACAR / ERZURUM
Yoruma kapalı.