PİRHA – Yenikapı etkinlik alanında gerçekleştirilen “4. Dersim Tanıtım Günleri” ikinci gününde devam etti. Etkinlik kapsamında yapılan ‘İnsan Hakları ve Demokratikleşme’ panelinde dün Sanatçı Pınar Aydınlar’ın sahnede Seyit Rıza fotoğrafını taşıdığı için gözaltına alınmasına da tepki gösterildi.
Dersim Dernekleri Federasyonu’nun (DEDEF) İstanbul Büyükşehir Belediyesi ortaklığıyla düzenlediği “4. Dersim Kültür Günleri” İstanbul Yenikapı etkinlik alanında devam ediyor. 15 Aralık’a kadar sürecek etkinlikte tiyatro gösterileri, folklor oyunları, söyleşiler, yöresel yemek sunumları ve konserler gerçekleştirilecek.
4. Dersim Tanıtım Günleri’nin ikinci günü, ‘Tiyatro Budela’ isimli tiyatronun gösterimiyle başladı. Ardından 78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can’ın moderatörlüğünde, ‘İnsan Hakları ve Demokratikleşme’ paneli yapıldı. Avukat Doğa İncesu ve Avukat Doğukan Kudat panele konuşmacı olarak katıldı.
“BU HUKUKSUZ SÜRECİN SONLANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”
Dersim Baro Başkanı Avukat Doğukan Kudat, İnsan hakları ve demokratikleşme konusunu ele aldı.
Kudat, dün yapılan etkinlikte, Sanatçı Pınar Aydınlar’ın Seyit Rıza’nın fotoğrafını taşıması ve bunun üzerine gözaltına alınmasına dair “Seyit Rıza’nın fotoğrafının suç unsuru olarak lanse edilerek bu şekilde gözaltı olması hukuksuzluktur. Bunu kabul etmiyoruz. Seyit Rıza başkaldırı hakkını kullanan bir değerdir. Biz bu hukuksuz sürecin sonlandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“ADİL YARGILAMA HAKKI KAPSAMINDA ÖLEN ÇOK ARKADAŞIMIZ OLDU”
Kudat, konuşmasının devamında Avukat Ebru Timtik’i de anarak şunları söyledi:
“Doğrudan adil yargılama hakkı mücadelesi veren herkesin yanında olmaya devam edeceğiz. Adil yargılanma hakkı kapsamında bu uğurda ölen çok arkadaşımız oldu. Kadınların ve çocukların öldürülmediği bir dünya hayali kuruyoruz.
“DEMOKRATİKLEŞMENİN EN BÜYÜK UMUDU BARIŞ”
Esenyurt ile başlayıp Dersim’e, Ovacık’a, Misk’e atanan kayyumları kabul etmiyoruz. Seçmen iradesine darbe vurulan bu hukuksuzluğa karşı direnmemiz gerekir. Çözüm süreci için adım atılmadı bile. Böyle gittikçe demokratikleşmeden bahsedemeyeceğiz bile. İnsan hakları dediğimizde Anayasa’nın 17. Maddesi işkenceyi kesinlikle yasaklar. Can Atalay’ın, Selahattin Demirtaş’ın bir an evvel özgürlüğüne kavuşması vurgusu yapmak istiyoruz. Özellikle kayyum süreçlerinde toplantı hakkını kullanan kişiler gözaltı süreçlerine tabi tutuldu. Ve gözaltında kötü muamele ve işkenceye maruz kaldılar. Biz bu kişilerin bu şekilde gözaltına alınmasını kabul etmiyoruz. Yine eş başkanımız Birsen Orhan’a yapılan ev hapsi kararı ve sonrasında yaşadıkları kabul edilemez. Biz demokratikleşmenin en büyük umudunun barış olduğuna inanıyoruz.”
“SEYİT RIZA’NIN FOTOĞRAFINI YASAKLAYACAK KADAR TİTİZ DAVRANIYORLAR”
78’liler Girişimi Sözcüsü Celalettin Can ise “Bu memlekette ifade ve örgütlenme özgürlüğü yok. Kim var derse yalan söylüyor. Seyit Rıza’nın resmini yasaklayacak kadar titiz davranıyoruz ama çocuklara, kadınlara uygulanan birçok kötü muameleye sessiz kalıyoruz. Mahpuslara para yatıran insanların teröre finansman sağladıkları gerekçesiyle tutuklandıklarını biliyoruz. Hatice Onaran’ı bu yüzden hapishaneye uğurladık” dedi.
“KUYU TİPİ HAPİSHANELER GARDİYANLA BİLE İLETİŞİMİN OLMADIĞI YERLER”
Avukat Doğa İncesu da kuyu tipi hapishanelerin mimari yapısını ve tutukluların kuyu tipi hapishanelerde yaşadıkları hukuksuzlukları anlattı.
İncesu, devamında şunları söyledi:
“Gardiyanla bile iletişimin olmadığı yerler buralar. Buralara devlete göre tehlikeli statüde olan insanları götürüyorlar. 80 yaşında kanser hastası müvekkilimiz kuyu tipi hapishanesine götürüldü. 80 yaşında zar zor yürüyen bir insan, yüksek güvenlikli bir hapishaneye gönderiliyor. Buna dair bir denetim mekanizması yok. Orada idare gözlem kurulu var. Tehlikeli mahkum olarak ifade edildiği için. Anayasa Mahkemesi en son yer. Bir karar gelse bile 2 yıl beklemek zorundasınız.”
“KUYU TİPLERİ İNSAN HAKLARINA AYKIRI YERLER”
İncesu, kuyu tipi hapishanelerinin insan üzerindeki etkilerine de değinerek “Yanınızda kimse yokken insandan, hayattan, doğadan tecrit olmaya başlıyorsunuz. Bu yüzden insan haklarına aykırı yerlerdir kuyu tipi hapishaneler” dedi.
“NİMET TANRIKULU’NU TUTUKLADILAR, BUNA İTİRAZ EDİYORUZ”
Son olarak söz alan Celalettin Can, “Eşim Nimet Tanrıkulu şu an tutuklu. Bütün cezaevlerine idare ve gözlem kurulu kurmuşlar. ‘Yargıtay içtihatlarına göre suç işliyorsunuz’ dedim. Suçu yasallaştırmışlar. Çok keyfi bir yönetim var. Ben içeriye sağlıklı girdim. Sağlığım bozularak çıktım. Şu an sağlığı benden daha kötü olan Nimet Tanrıkulu’nu tutukladılar. Biz buna itiraz ediyoruz” diye konuştu.
Etkinlikler, konserlerle devam edecek.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.