PİRHA- 35 senedir işlettiği dükkanını geçen yıl siftahsız kapatmak zorunda kalmış Necmettin Çakar. Evde ve kahvehanelerde boş oturmaktansa İstanbul sokaklarında dolaşarak bıçak bilemeyi tercih eden Necmettin Çakar, tamir çantasını da yanında taşıyarak seyyar arabasını dükkan gibi kullanıyor.
Haberin Videosu
Evli ve üç çocuk babası olan Necmettin Çakar namı diğer Pala, bıçak bileyicisi. 35 yıldır bu işi yapan Çakar’ın asıl işi dikiş makineleri alım satımı ve tamiri. 80’lerden bu yana bir ortağı ile dükkan işleten Çakar, ortağı dükkanı bırakınca kendisi de bırakmak zorunda kalmış ve seyyar bıçak bileme işini daha çok yapmaya başlamış.
“HERKES BIÇAK BİLEYEMEZ”
Bıçak bilemenin çok basit bir iş olmadığını söyleyen Çakar “Herkes bıçak bileyemez. Adam alıp kağıt kesmek istiyor kesemiyor. İşi bilmeyen bıçak bileyeyim derken elini kesiyor. 5-10 liraya da bıçak var, 150-200 liraya da. 150-200 liralık bir bıçağı alıp da bozarsan bırak para almayı birde fırça yersin. Bu işi bilene yaptırırlar bilmeyene yaptırmazlar” diyor.
“BENİ ARADIKLSRINDA ARABAMI BİR KENARA ZİNCİRLEYİP GİDERİM”
Gündüzleri evde ve kahvehanelerde boş oturmamak için seyyar arabasıyla İstanbul sokaklarında dolaşarak bu işi yapmayı tercih ettiğini dile getiren Çakar, şöyle devam ediyor:
“Kahveye ve gezmeye çok gitmem. Evde de bir oturursun iki oturursun nereye kadar oturacaksın. Bu arabayı tutmak ve uğraşmak bana huzur veriyor. Yaptığın işi temiz yapacaksın. Para ikinci planda olmalı. Çünkü bir işi kötü yaparsan kimse sana iş vermez. Bir sefer yaparsın ikinci sefer adam bırak biletmeyi bir de tersler. Beni gördüklerinde fişi takıyorlar hemen bıçak bile diyorlar. Hem ticaret hem huzur. Tamir çantamı da yanımda taşıyorum. Diyelim ki beni Mecidiyeköy’den aradılar. Bıçak bileme arabamı çekerim bir kenara zincirleyip giderim.”
“RESTORAN SAHİPLERİ FERYAT EDİYOR”
Seyyar arabasının dükkanı gibi olduğunu ifade eden Çakar, “Seyyarın avantajı kira derdin, vergi derdin, aidat derdin ve işçi derdin yok” diyerek parası olmayanlardan bileme ücreti almadığını da ekliyor. Esnafın ekonomik durumunu iyi görmediğini söyleyen Çakar şunları söylemeden de edemiyor: Restoran sahipleri feryat ediyor. İşler o kadar kötü ki bıçak biliyorum adam para vermemek için yerlere yatıyor. İşler bu duruma gelmiş.”
“TEDİRGİN OLUYORUM”
Üç çocuğundan ikisinin okuduğunu birininse çalıştığını belirten Çakar, ekonomik durumlardan dolayı çocuklarının evlenmesinden duyduğu korkuyu şöyle anlatıyor:
“Geçinirler geçinemezler diye tedirgin oluyorum. Adam evleniyor iki gün sonra ayrılıyor. Çünkü geçinemiyorlar. Bugün bir ev kirası 1500 lira olmuş. Bu elektrik, su faturaları ile 2 milyar oluyor. Bunun pazarı ve yiyeceği de var. Bugün üç dört kişilik bir ailenin geçimi için 4 milyar gerekiyor. Yoksa 1500-1600 lira ile geçinmek zor. İnşallah sonumuz hayır olur.”
“KÖYE GİDİP DAVAR BESLESİNLER”
35 senedir işlettiği dükkanını geçen yıl siftahsız kapattığını dile getiren Çakar, köye geri dönüşü vurguluyor ve sözlerini şöyle tamamlıyor:
“Önceden çalıştırmak için insan ararlardı. Şimdi ise insanların hepsi boş ve işsiz. Gidin kahveye hurdacısı bile iş bulamıyor. Sokakta hurdacı bağırıyor, bakıyor iş yok gidip kahvede oturup çay içerek zaman geçiriyor. Bugün rahatım diyen de 30-40 yıl önce gelip durumunu düzeltenler. Bundan sonra İstanbul ve Ankara’ya gelenler bir şey sahibi olamaz. Köye gidip davar alıp beslensinler. En güzel iş bence o.”
İsmet SEFER/Suay ABAK
İSTANBUL
Yoruma kapalı.