Alevi Haber Ajansi

Reklam

24 yıldır soruyoruz: Cüneyt Aydınlar’a ne oldu?-VİDEO

PİRHA- Cumartesi Anneleri 675. haftada 20 Şubat 1994 yılında gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini sordu. 

Eylemlerinin 675. haftasında Galatasaray Meydanı’nda buluşan Cumartesi Anneleri 20 Şubat 1994 yılında gözaltında kaybedilen Cüneyt Aydınlar’ın akıbetinin açıklanmasını istedi. Kayıpların fotoğraflarının taşındığı eylemde “Failler belli kayıplar nerede?” pankart açılarak pankartın üzerine kırmızı karanfiller ve barışı temsilen beyaz tülbentler kondu.

CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Hilmi Yarayıcı’nın destek verdiği eyleme kayıp yakınları ve insan hakları savunucuları katıldı.

Reklam

“SUYUNU BİLE KENDİ BAŞINA İÇEMEZ DURUMDAYDI”

Eylemde ilk olarak İHD adına Cüneyt Aydınlar’ın gözaltında kaybedildiğini araştıran avukat Eren Keskin söz aldı. Cüneyt Aydınlar’ın 1994 yılında arkadaşlarıyla birlikte gözaltına alındığını ancak arkadaşlarıyla birlikte DGM’ye (Devlet Güvenlik Mahkemesi) çıkartılmadığını kaydeden Keskin, Cüneyt Aydınlar’ın arkadaşlarıyla konuştuklarını, arkadaşlarına ve Cüneyt Aydınlar’a ağır işkenceler edildiğini ancak Cüneyt Aydınlar’ın suyunu bile kendi başına içemez durumda olduğunu aktardıklarını belirtti.

“HİÇ BİR KAYIP ORTAYA ÇIKARILMADI”

Görgü tanıklarının Cüneyt Aydınlar’ın yer gösterme amacıyla Cihangir’deki mahallelerde dolaştırıldığını ve tek başına ayakta duramayan Cüneyt Aydınlar’ın iki kişi tarafından bir inşaata götürüldüğünü ardından silah sesleri duyulduğunu söylediklerini ifade eden Keskin, devlette devamlılığın söz konusu olduğuna vurgu yaptı. Cüneyt Aydınlar’ın ‘beyaz toroslar’ döneminde kaybedildiğini hatırlatan Keskin, Türkiye Cumhuriyeti tarafından hiçbir kaybın ortaya çıkarılmadığını da ekledi.

“DEVLET POLİTİKASI OLARAK DEVAM EDİYOR”

Keskin’in arkasından söz alan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, zorla kaybedilme ve işkencenin devlet politikası olarak devam ettiğini, AKP’nin 2002 yılında iktidara gelirken işkenceye karşı sıfır tolerans ancak şimdi ise sonsuz tolerans dediğini kaydetti. “Gözaltı merkezlerinde ve tüm cezaevlerinde işkence bir pratik haline getirilmiş durumda” diyen Tanrıkulu, Galatasaray Meydanı’nın bir hafıza meydanı olduğunu, bu yaşananların hesabının hukuk içerisinde ve adil bir biçimde bir gün mutlaka sorulacağını ifade etti.

“KAYIPLAR MEZARLIĞINA SON VERMESİ LAZIM”

Aydınlar ailesi adına konuşan Recep Aydınlar, Cumartesi Anneleri eyleminin her bir haftasının suç duyurusu niteliğinde olduğunu belirtti. Ülkedeki hukukçuların FETÖ davalarında nasıl çalıştıklarını bildiklerini ancak ‘beyaz toroslar’ davasında hiçbir aşama kaydedilmediğini vurgulayan Recep Aydınlar, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu devletin fıtratında ne yazık ki yaşatmak gündem olmadı. Bu ülkenin kayıplar mezarlığına son vermesi lazım. Siz bunun vebalinin altındasınız. Kayıp akıbetlerini çözmek ve hukukun atağa geçmesini bekliyoruz.”

İnsan Hakları Derneği İstanbul Şubesi Gözaltında kayıplara Karşı Komisyon adına açıklamayı cumartesi insanlarından Hatice Onaran okudu.

Onaran, güvenlik güçleri tarafından gözaltına alındıktan sonra kendilerinden bir daha haber alınamayan insanların akıbetlerinin açığa çıkartılması, bu insanlığa karşı suçtaki cezasızlığın son bulması talebiyle 675 haftadır Galatasaray’da olduklarını hatırlattı.

Onaran, 675 haftadır Galatasaray’dan devlete, zorla kaybetme suçlarında maddi gerçeği açığa çıkartacak etkinlikte soruşturma-kovuşturma yapma ve failleri işledikleri ağır suçla orantılı olarak cezalandırma yükümlülüğünü yerine getirme çağrısı yaptı.

“BİLMEYE HAKKKIM VAR: GÖZBEBEĞİME NE YAPTINIZ?”

Menekşe Aydınlar’ın, “24 yıl oldu. Bilmeye hakkım var; oğluma, göz bebeğime ne yaptınız?” sorusunu devleti yönetenlere ve adli yetkililere birlikte sormak için buluştukları aktaran Onaran Cüneyt Aydınlar’ın kaybedilme sürecini anlattı:

“Diyarbakırlı Cüneyt Aydınlar üniversite eğitimi için 90’ların  başında İstanbul’a geldi. 23 yaşındaki Cüneyt, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi 3.sınıf öğrencisiydi. 20 Şubat 1994 tarihinde Bakırköy, İncirli’de bulunan Ömür Durağı’nda Terörle Mücadele polisleri tarafından gözaltına alındı. Aynı operasyonda gözaltına alınan ondört kişi gibi Cüneyt de Gayrettepe’deki İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. Emniyette yedi gün kayıt dışı gözaltında tutulduktan sonra, 27 Şubat 1994 tarihinde gözaltı kaydı yapıldı. Ancak emniyette birlikte gözaltında tutulduğu 14 kişi, mahkemeye sevk edildiklerinde aralarında Cüneyt yoktu.

Bu kişiler 17 Mart 1994 tarihinde avukatları aracılığıyla kamuoyuna yaptıkları açıklamada; Cüneyt Aydınlar’ın 20 Şubat 1994 tarihinde gözaltına alındığını ve 2 Mart 1994 tarihine kadar birlikte gözaltında tutulduklarını, Cüneyt’in başına geleceklerden Gayrettepe Terörle Mücadele Şubesi’nin sorumlu olduğunu söylediler. İstanbul Emniyet Müdürlüğü ise Cüneyt Aydınlar’ı soran ailesine oğullarının yer gösterme esnasında ellerinden kaçtığını söyledi. Terörle Mücadele Şubesinde görevli polisler, 28 Şubat 1994 tarihinde Cüneyt Aydınları’ın yer göstermek için götürdükleri Beyoğlu Çukurcuma’da “Dur” ihtarına uymayarak kaçtığına ve arkasından koşmalarına rağmen onun firar ettiğine dair bir tutanak düzenlediler.

Ailenin başvurusu üzerine İnsan Hakları Derneği avukatları olayı araştırdı ve yapılan araştırma sonrasında, İHD İstanbul Şubesi, 25 Mart 1994 tarihli basın açıklaması ile İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesinin gözaltına aldığını kabul ettiği Cüneyt Aydınlar’ı kaybettiğini duyurdu.”

DOSYA ZAMANAŞIMI GEREKÇE GÖSTERİLEREK KAPATILDI

Bugüne kadar Cüneyt Aydınlar’ın akıbetini açığa çıkartacak, onu kaybedenleri yargılayarak ceza adaletini sağlayacak idari ve adli bir süreç işletilmediğini söyleyen Onaran, ailenin başvurduğu tüm yetkili merciler, elleri kelepçeli, ayakkabıları bağcıksız, görgü tanıklarının beyanına göre desteksiz ayakta duramayan birinin 30 kadar polisin elinden nasıl kaçabileceğini sorgulamadan polisin firar senaryosunu esas aldığını vurguladı.

Savcılar olayı soruşturmak yerine, Cüneyt Aydınlar hakkında firar ettiği iddiasıyla yakalama kararı çıkardığını hatırlatan Onaran, “Hakimler Cüneyt Aydınlar’ı kaybeden polislerin ifadelerini esas alarak haklarında beraat kararı verdi. Cüneyt Aydınlar dosyası evrensel hukuka aykırı bir biçimde zaman aşımı gerekçe gösterilerek kapatıldı” dedi.

“FİRAR DEĞİL, GÖZALTINDA KAYIP”

Onaran, Aydınlar Ailesi’nin ‘Cüneyt firar etmedi, gözaltında kaybedildi. Biz onun için Galatasaray’dayız. Cüneyt’i bulana kadar, onu kaybedenler adil bir yargı önünde hesap verene kadar burada olmayı sürdüreceğiz’ diyen sesi devleti yönetenler ve adli makamlar nezdinde karşılık bulmadığını söyledi.

Onaran, “Gözaltında kaybedilişinin 24. yılında Cüneyt Aydınlar’ın gerçek akıbeti açıklanana ve failleri yargılanana kadar bu dava bizim için kapanmayacak!  Cüneyt Aydınlar için adalet talebimizden vazgeçmeyeceğiz” ifadelerini kullandı. (HABER MERKEZİ)

 

Reklam

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak