PİRHA- Cumartesi Anneleri, 682’nci haftasında gözaltında kaybedilen çocuklar için Galatasaray Meydanı’ndaydı. Cumartesi İnsanları, 12 yaşındaki İlyas Diril ve 16 yaşındaki Zeki Diril şahsında “Gözaltında kaybedilen çocukları unutmadık!” dedi.
Cumartesi Anneleri eylemlerinin 682. haftasında 23 Nisan vesilesiyle gözaltında kaybedilen çocuklar için buluştu. Galatasaray Meydanı’nda gözaltında kaybedilen çocukların isimleri ve fotoğraflarının bulunduğu dövizler taşındı. Bugünkü oturumun 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle yapıldığı belirtildi.
“YÜZLERCE RESİM VE HEPSİ ÇOCUK, NASIL KIYDINIZ?”
Abdullah Canan’ın oğlu Tayyip Canan eylemdeki ilk sözü alarak “Ben burada resimlere bakarken Mikdat Özeken ve Münür Sarıtaş’ın fotoğraflarını gördüm. Yüksekova çetesi tarafından katledildiler ve çocuktular. ‘Bu çocukların suçu nedir’ diye sorarsanız gözaltına alınan Abdülkerim Yurtseven’in gözaltına alınmasının tanığıydılar. Münür Sarıtaş’ın bu hayatta tek fotoğrafı var o da bu alanda” dedi.
Canan, sözlerini “Bizim annelerimizin ayağının altını öpmeyin. Kayıplarımızı bize verin ve yüzleşin. Yüzlerce resim ve hepsi çocuk. Nasıl kıydınız?” diyerek bitirdi.
“ÇOCUKLARI KENDİ SİYASETLERİNE ALET EDİYORLAR”
İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “23 Nisan çocukların bayramı olarak sunuluyor ama Türkiye’de çocuklar bunu bir bayram olarak kutlayamıyor. Çocuklar yaşamları boyunca çok ağır sorunlarla karşılaşıyor. Çocukların yaşam hakkı başta olmak üzere tüm hakları İhlal ediliyor. Ama ülkeyi yönetenler bu günü bir hayran olarak kutluyorlar. Ülkeyi yönetenler çocukları da kendi siyasetlerine alet ediyorlar. Çocukların kaybedildiği bir coğrafyada biz üzülüyoruz. Çocuklar bu ülkenin geleceği deniyor ama çocuklarımızın öldürülmesine kaybedilmesine, tanıklık etmek zorunda kalıyoruz” dedi.
Türkiye’nin tarafı olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne uygun hareket etmediğini belirten Yoleri; “Bugün tüm kaybedilen çocuklar adına buradayız; Zeki ve İlyas’ı anarken devlet ‘çocukları gözaltına alıp bıraktık’ diyemez çünkü çocukların gözaltına alınmasını kimse bir açıklama olarak yapılamaz” ifadelerini kullandı.
Şu anda Şırnak’ta bulunan ve Diril ailesi adına konuşan Leman Yurtsever, “Zeki ve İlyas kuzendiler. 1994’te kaybedildiler. Zeki ve İlyas’ın ailesi çocuklarını bütün her yere sordu. Zeki ve İlyas’ın ailesiyle çok yakın ilişki kurarak sürekli evlerine gittim. Anne Meryem Diril konuşmak istemiyordu. Bana bir film izlettirdi. Düğünde zeki be İlyas’ın fotoğrafları vardı. 24 yıl yas tuttu. Anne ve baba yıkılan köylerinde ev yapmaya gittiler. Belki onların kemiklerini bulmak umuduyla oradalar” ifadelerini kullandı.
Basın metnini Mukaddes Şamiloğlu okudu. Basın metninde Zeki Diril ve İlyas Diril’in kaybedilmelerine ilişkin süreç anlatıldı.
Açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
Şırnak’ın Keldani Köyü olan Mehri (Kovankaya) de yaşayan Diril Ailesi köyleri askerler tarafından yakılınca 1990’lı yıllarda İstanbul’a göç ettiler. İstanbul’da büyük zorluklar yaşayan aile, 1993 yılında köylerine geri döndü ve yakılan evlerini yeniden yaptı. Bir kuyumcu imalathanesinde çalışan 16 yaşındaki Zeki Diril ve 12 yaşında olan kuzeni İlyas Diril İstanbul’da kaldı. Burada bir süre çalışarak para biriktirdiler. Biriktirdikleri paraları yanlarına alarak evlerine gitmek için Şırnak’a doğru yola çıktılar.
2 Mayıs 1994 tarihinde henüz evlerine ulaşamadan askeri kontrol noktasında gözaltına alınarak Uzungeçit Jandarma Karakolu’na götürüldüler. Ancak Karakolda Nezaret ve Emniyet odası defterine 11 Mayıs 1994 tarih ve 18 – 19 sıra numarası ile kaydedildiler. 14 Mayıs 1994 tarihinde Uludere Jandarma Karakolu’na sevk edilen iki çocuk, bir tutanakla Uludere İlçe Jandarma Komutanı Bülent Serdengeçti’ye teslim edildiler. Çocuklarının gözaltına alındığını öğrenen aileleri Uludere Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurdular.
Uludere Jandarma Komutanı Bülent Serdengeçti, İlyas’ın yaşı küçük olduğu için hemen serbest bırakıldığını, 193 sıra numarası ile gözaltı kaydı yapılan 16 yaşındaki Zeki’nin de ifadesi alındıktan sonra aynı gün akşama doğru serbest bırakıldığını iddia etti. 1995 yılında, Zeki ve İlyas’ı gözaltında gördüğünü söyleyen ve Uludere Cezaevi’nde tutuklu bulunan K.Y. isimli kişi, Zeki’nin babasına “Çocuklarınızı bir sabah erkenden karakoldan çıkardılar. Çok ağır işkence görmüşlerdi. Sonra bir askerden onların helikoptere bindirilip, bir yerde atıldığını duyduk.” dedi.
“ADALET BAKANLIĞI SORUŞTURMA İZNİ VERMEDİ”
Soruşturma başlatan Uludere Cumhuriyet Başsavcılığı görevsizlik kararı vererek dosyayı Şırnak’a gönderdi. Şırnak Cumhuriyet Başsavcısı Ayhan Aygün girişimlerinden sonuç alamayınca 28 Temmuz 1998 tarihinde, Adalet Bakanlığı’ndan Uludere Jandarma Komutanı hakkında cezai soruşturma başlatma izni istedi. Adalet Bakanlığı soruşturma izni vermedi.” (HABER MERKEZİ)
Yoruma kapalı.