PİRHA-2015 yılında 17 yaşındayken hukuksuz bir şekilde tutuklanan ve 22 yıl ceza alan Kadri Sancar aynı zamanda birçok hastalıkla mücadele ediyor. Yaşadıkları adaletsizliklerle dolu sürece isyan eden ağabeyi İslam Sancar, yeniden adil bir yargılama talep ettiklerini söyledi. Sancar, “Kardeşim Hepatit B hastası, görme yetisini kaybediyor ve dişleri vahim durumda. Tedavi edilmiyor. Daha hayatının baharında ve yaşamadığı eziyet kalmadı. Bu kadar vicdansızlık olmaz” dedi.
Mardin Dargeçit’te 2015-2016 yıllarındaki sokağa çıkma yasağı sürecinde bir eve sığınan K.S., Ö.K., İ.A., B.A., H.T., R.A. ve S.D. adlı çocuklar, özel harekat polisleri tarafından gözaltına alınıp tutuklanmıştı.
Halen tutuklu olan Aliağa Şakran Cezaevi’ndeki Kadri Sancar’ın 22 yıllık cezası, geçtiğimiz günlerde Yargıtay’ca onandı. 22 yıl hapis cezası verilen Kadri Sancar yargılama boyunca hakim karşısına sadece SEGBİS ile çıkarıldı ve adil yargılanma hakkı başta olmak üzere birçok hakkı ihlal edildi.
2015 yılında yaşları 15, 16, 17 arasında değişen çocuklar, özel harekat polislerince işkenceye maruz kalmışlardı. O dönem 17 yaşında olan Kadri Sancar’ın boynuna kemer bağlanıp yerde sürüklenmişti. Aile bu olaydan 4 ay sonra çocuklarını gördüklerinde gözlerinin altında hala morluklar olduğunu ifade etmişti.
Çocuklar yaklaşık bir buçuk ay kadar Midyat’taki cezaevinde tutulup daha sonra İzmir’in Aliağa ilçesinde bulunan Şakran Çocuk ve Gençlik Hapishanesi’ne gönderilmişti. Aktarımlara göre yaklaşık bir gün süren yolculukta çocuklara yemek ve su verilmemişti.
2015 yılından bu yana tutuklu olan Kadri Sancar aynı zamanda birçok hastalıkla boğuşuyor. Tedavi hakkının engellendiğini söyleyen Kadri Sancar’ın abisi İslam Sancar, yaşadıkları adaletsizliklerle dolu süreci PİRHA’ya anlattı.
“HEPATİT B HASTASI, GÖRME YETİSİNİ KAYBEDİYOR VE DİŞLERİ VAHİM DURUMDA”
Cezaevine girmeden önce Hepatit B hastası olan kardeşinin cezaevindeki kötü koşullardan dolayı durumunun ağırlaştığını söyleyen İslam Sancar; “Hastalığı için kullanması gereken ilaçları verilmiyor ya da geç veriliyor. Düzenli, tedavi olması ve kontrol altında olması gerekiyor ama bunlar yapılmıyor. Bu yüzden durumu her geçen gün kötüye gidiyor. Kardeşimin dişleri vahim durumda. Bütün dişlerini kaybetme riski ile karşı karşıya. Hiçbir şekilde müdahale edilmiyor, hastaneye götürülüyor fakat 4-5 yıl sonra sıra geleceğini söylemişler. Cezaevi yönetimini arayarak ‘Özel hastanede yaptırabilir miyiz?’ diye sorduk. Böyle bir şeyin mümkün olamayacağını söylediler. Dişlerinden dolayı yemek yiyemiyor, aşırı derecede kilo kaybetti. Şu sıralar basında gündeme geldiği için diş tedavisinin yapılacağını söylediler. Bir tane gözü de görme yetisini kaybediyor. Gözlük kullanmaya başladı.” dedi.
“DOSYADA NE SUÇ İŞLEDİĞİNE DAİR TEK BİR SOMUT DELİL YOK AMA 22 YIL CEZA ALDI”
Kardeşinin tutuklanma ve yargılanma sürecine de değinen abi Sancar, birçok hak ihlaline maruz kaldıklarını ve adil yargılanma haklarının gasp edildiğini vurgulayarak şunları aktardı:
“Kardeşim ve yanındaki arkadaşları hendek sürecinde Dargeçit’te yaşanan olaylardan kaynaklı kaçarak arkadaşlarından birinin teyzesinin evine sığınıyorlar. Bunu gören birisi emniyeti arayarak, ‘Burada teröristler var gelin alın, yoksa bunlar akşam olunca kaçacaklar’ demiş. Polislerde hemen gelmiş, evin etrafını sarmış ve çocukları işkence yaparak gözaltına almış. Tutuklandıktan 3-4 ay sonra görüşüne gittik ve hala işkence izleri duruyordu. Evinde kaldıkları kişi çocuklardan birinin öz teyzesi. Yargılama sürecinde kadın zorla evime girdiler diye ifade verdi. Polis onu korkuttu diye düşünüyoruz. ‘Seni de tutuklarız’ diye tehdit etmişler. Kardeşim ve arkadaşları gözaltına alınıp tutuklandıktan sonra sürekli kötü muameleye maruz kaldılar. Mahkemelere çıkarılmadılar. SEGBİS yöntemiyle katılabildiler. Savunma hakları engellendi. Dosyada ne suç işlediklerine dair tek bir somut delil yok. Ellerinde barut izi var mı diye bile baktılar. Olmadığı belgelendi. Ancak yasa dışı eylem yapmak gerekçesiyle 22 yıl hukuksuz şekilde ceza verdiler.”
“BU KADAR VİCDANSIZLIK OLMAZ”
22 yıllık cezanın Yargıtay tarafından onandığını ve dava dosyasının şu an Anayasa Mahkemesi’nde olduğunu belirten abi Sancar hukuki olarak sonuna kadar haklarını arayacaklarını kaydetti.
Yaşadıkları bu adaletsiz sürecin ailesini maddi ve manevi açıdan olumsuz etkilediğini ifade eden abi Sancar; “Ailecek perişan olduk. Annem kardeşimin başına gelenlerden dolayı kalp krizi geçirdi. Psikolojisi bozuldu. Hastalık sahibi oldu. Ben İzmir’de çalışıyorum. Kardeşimin görüşlerine gidebiliyorum ama ailem Dargçit’te. İzmir’e gelemiyorlar. Maddi ve manevi açıdan çok zorluyor ve yıpratıyor bizi. Annem 4 yıldır kardeşimi görmüyor. Tek isteğimiz kardeşimin adil bir şekilde yeniden yargılanması. Hep duyuyorduk ama başımıza gelince daha iyi anladık ne kadar adaletsiz, hukuksuz bir ülkede yaşadığımızı. Küçücük çocuklardan ne istiyorlar. Onların hayatlarını mahvetmeye kimin ne hakkı var. Bu çocuklar çıkınca ne yapacaklar? Gelecek sahibi olabilecekler mi? Bu kadar vicdansızlık olmaz. Bu cezaları verenlerin çocukları yok mu? İnsanlık bu kadar mı ölmüş?” şeklinde konuştu.
“KARDEŞİM DAHA HAYATININ BAHARINDA VE YAŞAMADIĞI EZİYET KALMADI”
Kardeşinin adil bir şekilde yeniden yargılanmasını istediklerini ve hukuki anlamda her türlü mücadeleyi vereceklerini dile getiren abi Sancar, “Kardeşim daha hayatının baharında ve yaşamadığı eziyet kalmadı. Sağlığı ve psikoloji iyi değil. Anayasa Mahkemesi’nden olumlu bir sonuç çıkacağını umuyoruz. Çıkmazsa AİHM’ne gideceğiz. Ama bu süreçte kardeşim her açıdan daha da kötüye gidecek. Kendine bir şey yapmasından da korkuyorum. Umarım yetkililer bir an önce hukuka uygun karar verirler” dedi.
Melis CİDDİOĞLU/ANKARA
Yoruma kapalı.