PİRHA- ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Demokrasi, İnsan Hakları ve Emek Bürosu, 2016 Uluslararası Dini Özgürlükler Raporu’nu yayınladı. Rapor’da “Aleviliği Müslümanlığın bir kolu olarak nitelendiren hükümet, Aleviler için kutsal cem evlerini ibadet yerleri olarak tanımamayı sürdürdü” denildi.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın raporu, dünyada yaklaşık 200 ülkenin durumlarını inceliyor, hükümetler, terör örgütleri ya da bireyler tarafından yapılan din özgürlüğü ihlallerini ortaya koyuyor.
“DİNİ ÖZGÜRLÜKLERİ DESTEKLİYORUZ”
ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson, Bakanlık sitesinden konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamasında, “Dini özgürlükleri destekliyoruz, çünkü bu özgürlüğü etkin şekilde koruyan ülkeler daha istikrarlı, ekonomik olarak canlı ve barış içindedir. Hükümetlerin bu hakkı korumada başarısız olması ise, istikrarsızlığı, terörü ve şiddeti besler” yorumunda bulundu.
IŞİD’in her dinden insana karşı soykırım, tecavüz, kölecilik gibi insanlık suçları işlediğini de belirten Tillerson, raporun “tüm dünyada, kendi iradeleri doğrultusunda ve huzur içinde yaşamak isteyen insanları sesi” olduğunu söyledi.
“ALEVİ İBADETHANELERİ TANINMIYOR”
ABD Dışişleri’nin raporunda, Türkiye’nin 15 Temmuz darbe teşebbüsüyle bağlantı olduğu düşünülen kamu ve özel sektör çalışanlarının tutuklanması ya da ihraç edilmesiyle birlikte, Hıristiyan gruplarla ilintili kişilerin de gözaltına alınma, oturma izni alamama gibi sorunlar yaşadığı belirtildi.
Türk hükümetinin, özellikle 1923 Lozan Barış Anlaşması’yla korunma altına alınmamış olan azınlıkların haklarının kısıtladığı savunulan raporda, Sünni olmayan Müslümanların, gayrimüslimlere verilen yasal haklara ve dini özgürlüklere sahip olmadığı ifade edildi.
Bununla ilgili raporda,” Aleviliği Müslümanlığın bir kolu olarak nitelendiren hükümet, Aleviler için kutsal cem evlerini ibadet yerleri olarak tanımamayı sürdürdü. Alevi derneklerin yöneticilerine göre ülke genelinde 2500 ila 3000 arasında cemevi var ve bu sayı Alevi toplumunun ihtiyaçlarını karşılamaktan uzak. Devlet Alevilerin Diyanet’in açtığı camilerde ibadet yapmasını öngörüyor ” denildi.
Raporda ayrıca “Alevilik propagandası yapan yayınlar engelleniyor” ifadeleri yer aldı.
Özellikle 15 Temmuz darbe teşebbüsü sonrası çeşitli medya organlarında Alevi ve Yahudi karşıtı yayınların arttığı savunuldu.
2016 yılı boyunca Protestan, Katolik ve Alevi ibadethanelerinin bazı aşırıcı grupların saldırısına uğradığı aktarılan raporda, dini özgürlük karşıtı ve belli grupları hedef alan ifadelere karşı uyarıda bulunuldu.
“ZORUNLU DİN DERSİNDEN SADECE HRİSTİYAN YA DA MUSEVİLER MUAF”
Okullarda zorunlu din dersinin, sadece nüfus cüzdanında “Hıristiyan” ya da “Musevi” yazan kişilere muaf olabildiği, ateistlere, agnostiklere, Alevilere ya da Müslüman olmayan diğer gruplara, Ezidilere, Bahailere ya da din hanesini kimlikte boş bırakan kişilere bu hakkın tanınmadığı gerekçesiyle eleştiride bulunuldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yayımladığı raporda, geçen yıl olduğu gibi bu sene de, IŞİD’in Suriye ve Irak’ta kontrol ettiği bölgelerde Ezidi, Hristiyan ve Şii azınlıklara yönelik “soykırımda” bulunduğu ifade edildi.
Ermeni Patrikhanesi’nin ‘ekümenik sıfatının tanınmadığı’ belirtilen raporda ayrıca, darbe teşebbüsünden sonra 20 televizyon ve radyo istasyonunun terör propagandası yapmak ya da cumhurbaşkanına hakaret etmek nedeniyle kapatıldığı, Fazıl Say ve Canan Arın gibi isimlerin dine hakaret suçlarıyla yargılandığı, Malatya’da kiliseye düzenlenen saldırıda üç kişinin öldüğü gibi detaylar da aktarıldı.
Yoruma kapalı.