Alevi Haber Ajansi

1938’de Zini Gediği’nde katledilenler Erzincan’ın Kılıçkaya köyünde anıldı-VİDEO

PİRHA- Zini Gediği’nde katledilen 97 can katliamın 85. yılında Erzincan’ın Kılıçkaya Köyü’nde anıldı. Kürt ve Alevi coğrafyasında katliamın insansızlaştırma, demografik değişim ve asimilasyon ile devam ettiği vurgusu yapılan anmada devletin katliamlarla yüzleşmesi çağrısında bulunuldu.

1938’de Erzincan Kılıçkaya ve çevre köylerinden toplanarak Zini Gediği’nde katledilen 97 can anıldı. Anma programına Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkanı Mustafa Aslan, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Genel Başkanı Cuma Erçe, Demokratik Alevi Dernekleri Eş Genel Başkanı Musa Kulu, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Örgütlenme Sekreteri Mehmet Ali Çankaya, Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu (AABK) Genel Sekreteri Erdal Kılıçkaya, Zini Gediği İnisiyatifi, Yeşil Sol Parti Milletvekilleri Ayten Kordu ve Celal Fırat, Sosyolog Prof. Dr. Şükrü Aslan ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF) Başkanı Özkan Tacer’in yanı sıra çok sayıda yurttaş katıldı.

Zini Katliamı’nda katledilenler 85. yılındaki anma programında  ‘Zini Katliamını unutmadık’ ve ‘Zini Gediği’nde katledilen canlarımızı anıyoruz’ pankartları açıldı. Pir Mehmet Gazi’nin verdiği gülbenklerle katledilenler anılarak çerağlar uyandırıldı. Katliamda yaşamını yitirenler anısına gerçekleşen 1 dakikalık saygı duruşu sonrasında program başladı.

Zini Katliamında yaşamını yitirenlerin isminin okunduğu anmada katılımcılar hep bir ağızdan ‘burada’ dediği anma etkinliğinde Kırmanci ağıtlar okundu.

KILIÇKAYA: SÖZ KONUSU FİZİKİ BE KÜLTÜREL İMHAYDI

Zini Gediği İnisiyatifi Sorumlusu/Sözcüsü Erdal Kılıçkaya, Zini Gediği Katliamı’nda katledilenler için inşa edilen iki anıtın saldırıya uğradığını ve köy içinde yapılan ateş çemberinin dereye atıldığını belirterek, “Yıllarca yasaklı bölge ilan edildiği için insanlar yakınlarının kemiklerini yıllar sonra buldular. Kurda kuşa yem olmuşlardı. Aileleri zorunlu sürgüne gönderildi. Söz konusu olan fiziki ve kültürel imhaydı. Bu kırımı hatırlatmak, Türkiye’yi iktidarıyla, toplumuyla ve geçmişi ile yüzleşmeye çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.

ŞÜKRÜ ASLAN: HAFIZAYI OLUŞTURMALIYIZ

Anmada söz alan Sosyolog Prof. Dr. Şükrü Aslan, katliamı belgelemenin dışında mekan ve hafıza oluşturmanın ihtiyaç olduğuna işaret ederek, “Zini Katliamını yerinde gördüğümüzde amacımız bir hafıza mekanı kurmaktı. Kılıçkaya köyü ve katliamın olduğu yerde iki hafıza merkezi tasarladık. Katliamda yaşamını yitirenler için doğal taşlardan bir yapı oluşturduk ve beton kullanmadık. Bütün kemikleri toplayıp içerisine koyduk. Yüzleşmek o kadar önemli ama ona müsaade edilmedi. Arşivlerin açık olduğu, dilekçeye cevap alınabilen bir ülke olsa katliamda yer alan askerlerin ismini dahi öğrenebiliriz. Onların çocuklarını yüzleşmeye davet etmek gerekir. Yasak mıntıkanın en önemli özelliği; toplu katliamların tamamı yasak mıntıkada yapılıyor. Yasak olduğu için kimse giremiyor ve cenazeler kurda kuşa yem oluyor. Bu ülke bu katliamı bir sorun görmeye devam ettikçe nasıl ileriye gidecek? Bizim mezar taşlarımızın hikayesi artık anadilinde yazılıyor. Hafızamızı orada görünür kılıyoruz. Onların artık hikayeleri ve mezar taşları var. Ama bu yeterli değil, daha fazlası yapmamız gerekiyor. Katliamı sadece belgelemek dışında mekan ve hafızayı topluma götürmemiz gerekiyor. Bizler belki göremeyeceğiz ama bu ülke katliamlarla yüzleşecektir” diye konuştu.

AYTEN KORDU:ALEVİLER VE KÜRTLERİ BEKLEYEN TEHLİKELER VAR

Yeşil Sol Parti Dersim Milletvekili Ayten Kordu, faşizmin Aleviler ve Kürtlere yeni katliamlar yaşatmak istediğini belirterek, “Dersim’de soykırımda yaşamını yitirenleri anıyoruz. Biz buna tertele ve soykırım dedik. Zini Gediği’de 38’in bir kırımıdır. Mezarı olmayan çok insanlarımız var, çok azı açığa çıkarıldı. Faşist zihniyetin katliamın üstünü örtme çabaları bizleri şaşırtmıyor. Katliam ve asimilasyon projesinin devamı olarak bunlar devam ediyor. Faşizm devam ettikçe biz Kürtleri- Alevileri bekleyen tehlikeler olacaktır. Mücadeleyi hep birlikte yürüteceğiz. Dersim ve Kürt coğrafyasında soykırımlar gerçekliği var” dedi.

CELAL FIRAT: CUMHURİYETİN İLK YÜZYILI ALEVİLERE ÇOKÇA KATLİAM GETİRDİ

Cumhuriyetin ilk yüzyılında Alevilerin çoklu soykırımlara maruz kaldığını söyleyen Yeşil Sol Parti Milletvekili Celal Fırat, “Cumhuriyetin birinci yüzyılında katliamlara maruz kaldık. Halkları düşmanlaştırdılar. Katliamlarla karşı karşıya gelen halkaların bir arada olması lazım. Bu coğrafyada ziyaretlerimiz, inancımız farklık imliklere büründürülmek isteniyor. Erdoğan bu arşivleri açmak ile mükelleftir. Katledilenler için bir taş koymamıza dahi karşı olan bir Yezit zihniyet var. Savaş politikalarıyla insanları katlederek, coğrafyamızı yakarak büyük devlet olunmaz” ifadelerini kulandı.

MAÇOĞLU: TOPLUM HAFIZAYI UNUTMAZ!

“38 öncesi ve sonrası Mezopotamya toprakları çokça katliamların gören topraklardır” diyen Dersim Belediye Başkanı Fatih Maçoğlu ise, “38 öncesi ve sonrası Mezopotamya toprakları çokça katliamların gören topraklardır. Türkiye halkları birlikte yaşamayı seçti. Katliamları görüldüğü her alanda birbiri ile buluşması, acılarını paylaşması ve bir hafıza oluşturması lazım. Sistem kendisi gibi düşünmeyene yöneliyor. Çıban başı demesinin de sebebi budur. Emin olabiliriz; gelecekte bu katliamla yüzleşip özür dileyecekler. Bu toplum o hafızayı unutmaz, o hafızayı dirileştirir. Karşımıza geçip yüzüme, gözümüzün içine bakacaklar. Katliamlar gören toplumlarla ortaklaşmamız lazım. Toplumun vicdanı kurumadan onların vicdanı kuruyacak” şeklinde konuştu.

MUSTAFA ASLAN: İKTİDAR, ALEVİLİĞE ALENİ SALDIRIYOR

Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Mustafa Aslan, AKP iktidarının Aleviliğe yönelik saldırıların aleni ve asimilasyon hedefli olduğunu dile getirerek, “Bu ülkede gözyaşı ve kan döküldü. Devleti yönetenleri biz Alevilerin iyi tanıması gerekiyor. Alevileri katlettiler, yeniden döndüler. Alevilerin yaşam alanlarını, ormanlarını ve inancını yok etmeye çalışıyorlar. O günün işbirlikçileri ile bugünün işbirlikçileri değişmiyor. AKP iktidarının diğer iktidarlardan farkı ise saldırılarını aleni yapıyor ve Alevilere Aleviliği katletmek için kullanıyor. Alevilerin köyleri taş ocakları ile nefes almada bile zorlanıyor. Dergahlarımıza, ocaklarımıza ve yolumuza sahip çıkmak gerekiyor. Akbelen katlediliyor, Cudi yok ediliyor. Acıları ayrıştırmaya değil, birleştirmeye ihtiyacımız var” diye belirtti.

CUMA ERÇE: YA YÜZLEŞECEĞİZ YA ÇÜRÜYECEĞİZ

Tarihle yüzleşmenin ancak bilmekle mümkün olacağına vurgu yapan Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, “Tarihle yüzleşmek ancak bilmekte geçiyor. Coğrafyanın her yerinde kan var. Bütün acılar arasında bir köprü kurmak zorundayız. Akbelen’le Cudi, Madımak ile Zini Gediği arasında köprü kurmak durumundayız. Ya çürüyeceğiz yada yüzleşeceğiz. Katliamcılar yaptıklarını haklı görüyorlar, arkasındalar ve savunuyorlar. Hiçbir katliamı yanlışlıkla yapmış değiller, hepsi planlı. Biz bu katliamları ülke sınırlarının dışına taşımalıyız” dedi.

MUSA KULU: ALEVİ VE KÜRT COĞRAFYASI HEDEFLENDİ

Demokratik Alevi Dernekleri Eş Genel Başkanı Musa Kulu da, coğrafyadan Raa Haq inancının ve toplumsal hafızasının yok edilmesinin planlandığını ifade ederek, “Zini Gediği’nde talipten pire, çocuktan kadına herkes katledildi. Bu topraklardan Alevilerden, Kürtlerden ve toplumsal hafızadan silinmek istendi. Kürt ve Alevi coğrafyasını devlet eli geçirdi. Çetin bir ceviz vardı, Raa Haq coğrafyası idi. Ondan eser bırakmayacaklardı. Bunun üzerine soykırımı kurguladılar. Coğrafyası insansızlaştırıp inancını asimilasyona tabi tuttular. Ama toplum artık hafızasına, inancına, coğrafyasına sahip çıkıyor” diye konuştu.

ÇANKAYA: DİRENEREK KAZANABİLİRİZ

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Örgütlenme Sekreteri Mehmet Ali Çankaya ise “Bu coğrafyayı Alevisizleştirdiler. Alevisizleştirerek, Kürtleri sürgün etmenin projeleri tuttu. Geçmişte Erzincan denilince Aleviler akla gelirdi. 85 yıldır yaşlılarımız inancını gizlice yaşadılar. Yalnız sözlerle bu sorun çözülmez. Kurduğumuz mekanları devlet başka bir inanç merkezlerine benzetmek istiyor. Bizim görevimiz direnerek kazanmaktır” diyerek mücadele çağrısında bulundu.

KAYIP YAKINALRININ TALEPLERİ

Anmada kayıp yakınlarının talepleri şöyle sıralandı:

– Dereye yuvarlatılan Ateş Çember’i derhal yerine konmalıdır.

– Kılıçkaya Köyü’nde, Zini İnisiyatifi tarafından “Anıt Mekanı” olarak projelendirilen yer için bütçe temin edilmelidir.

– Devlet, kollektif travmalardaki sorumluluğunu açıkça üstlenmelidir.

– Devlet kollektif travmaları tanıdığını, tören, anıt, müze vb. projelerle somutlaştırmalıdır.

– Zini Gediği ve diğer kayıplarla ilgili arşivler mutlaka açılmalı ve bu konu siyasi hesaplar için istismar edilmemelidir.

– Mal ve can kaybı olanların, yerinden edilmişlerin maddi kayıpları , gerçek kayba orantılı bir şekilde tazmin edilmelidir.

– Zini Gediği ve diğer kayıpların ve yakınlarının onurları, itibarları ve haklarını iade eden resmi bir açıklama yapılmalıdır.

– 38 süreci ve sonrasında meydana gelen olaylarla ilgili sorumlulukların kabülünü ve gerçeklerin tanınmasını içerecek şekilde, kamuoyundan özür dilenmelidir.

– Meydana gelen ihlâllerin doğru bir anlatımı, uluslararası insan hakları hukuku ve uluslararası insancıl hukuk eğitimi ve çalışmalarına yönelik dokümanlara dahil edilmelidir.

– Ve en önemlisi ihlâllerin bir daha tekrar etmeyeceğine dair kamuoyuna garanti verilmelidir.

– Taleplerimiz kabul edilmediği sürece, ne kayıp canlarımızın ne de biz kayıp yakınlarının ruhu huzur bulmayacaktır.

– Acımıza ortak olan ve bu anmaya katkı sunan herkese selam ve hürmetle.

Anma Sanatçı Erdoğan Emir’in söyledi eserler sonrasında lokmaların paylaşılmasıyla son buldu.

PİRHA/İZMİR

 

Bunları da beğenebilirsin

Yoruma kapalı.

Web sitemiz, deneyiminizi daha iyi hale getirmek amacıyla çerezler kullanmaktadır. Bu durumda herhangi bir sıkıntı yaşamayacağınızı düşünüyoruz, ancak isterseniz çerezleri devre dışı bırakma seçeneğiniz her zaman mevcuttur. Kabul ediyorum devre dışı bırak