PİRHA-17+ Alevi Kadınlar ve Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Suriye’deki Alevi katliamına tepki göstererek yazılı açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, “Bugün Suriye’deki Alevi kadınlar benzer bir kadın kırımıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Dünya kamuoyu ise bu sistematik şiddete karşı sessizliğini korumaktadır” denildi.
Suriye’nin kuzeybatısında bulunan Lazkiye, Dera, Humus ve Tartus’ta HTŞ’ye bağlı gruplar, IŞİD ve Türkiye’nin desteklediği SMO’nun, Alevileri hedef aldığı saldırılarda binlerce sivil katledildi. Çok sayıda kişi ise alıkonuldu veya yerlerinden edildi. Katliama dair tepkiler günden güne artıyor.
17+ Alevi Kadınlar ve Bodrum Kadın Dayanışma Derneği, Suriye’deki Alevi katliamına tepki göstererek yazılı açıklama yaptı.
“SİSTEMATİK ALEVİ KATLİAMINA KARŞI SES ÇIKARALIM”
Erkek egemen sistemin kadın bedenini hedef alan sistematik şiddetinin tarihten günümüze farklı biçimlerde devam ettiği vurgulanan açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Kadın katliamları, münferit değil, kadın cinsiyetine yönelik organize ve kolektif imha politikasıdır. Yüzyıllar önce başlayan ve günümüzde hala devam eden cadı avı, bugün Alevi kadınlar üzerinde yeni bir şiddet dalgası olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarih boyunca erkeklerin savaşlarının “ganimeti” olarak görülen kadınlar, “cadı” damgasıyla, “namus” kisvesiyle, “savaş stratejisi” adı altında katledilmiştir. Dün Ezidi kadınlar IŞİD’in sistematik tecavüz ve köleliğine maruz kalırken, bugün Suriye’deki Alevi kadınlar benzer bir kadın kırımıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. Dünya kamuoyu ise bu sistematik şiddete karşı sessizliğini korumaktadır.
Aleviler tarih boyunca eşit yurttaşlık hakkından mahrum bırakılmış, kimlikleri yok sayılmış, inançları tanınmamış ve toplumun “ötekisi” olarak konumlandırılmıştır. Bu dışlanma politikası sadece bireysel değil, kurumsal ve sistemik bir ayrımcılık olarak varlığını sürdürmüştür. Alevi toplumunun varlığına dair meşruiyet tanınmaması, onları vatansız ve güvencesiz bir konuma iterken, bugün gelinen noktada bu toplumun mensupları “katli vacip” olarak hedef gösterilmektedir. Bu tarihsel dışlanma ve ötekileştirme, özellikle Alevi kadınları üzerinde çifte bir ayrımcılık ve şiddet olarak tezahür etmektedir. Hem inanç kimliğinden hem de kadın olmanın getirdiği dezavantajlı konumdan dolayı, Alevi kadınları patriyarkal sistemin en ağır yükünü taşımaya zorlanmaktadır. Alevilerin katledilmesine dair dünyanın hiçbir yerinde hukuki süreçler işletilmemiş, sorumlular hesap vermemiştir. Bununla beraber Alevi kadınlar, patriyarkal kontrol mekanizmasının en vahşi biçimde yok saydığı kesim olmuştur.”
“DÜNYA KAMUOYUNU SURİYE’DEKİ ALEVİLERE YÖNELİK KATLİAMLARA SES ÇIKARMASINI TALEP EDİYORUZ”
17+ Alevi Kadınlar ve Bodrum Kadın Dayanışma Derneği’nin Suriye’de yaşanan Alevi katliamıyla ilgili talepleri ise şu şekilde:
“- Kadın kırımının ayrı bir savaş suçu olarak tanınması için uluslararası yasal düzenlemeler talep ediyoruz.
– Kadınların, kendi hayatları ve bedenleri üzerinde tam kontrol sahibi olma hakkını savunuyoruz.
– Farklı kimliklerden, inançlardan ve coğrafyalardan kadınlar olarak dayanışmamızı büyütüyoruz.
– Şiddetin kökenindeki erkeklik kodlarını ve iktidar ilişkilerini reddediyoruz .
– Suriye’deki Alevi kadınlara yönelik şiddetin görünür kılınması ve sorumluların yargılanması için mücadele ediyoruz.
– Savaş mağduru kadınlara yönelik etkin destek mekanizmalarının oluşturulmasını talep ediyoruz.
-Dünya kamuoyunu Suriye’deki Alevilere yönelik katliamlara karşı ses çıkarmaya Suriye’deki Alevi katliamı nedeniyle uluslararası yaptırımlara tabi tutulmasını, Suriye’de yaşayan tüm azınlıklara ve Alevilere eşit yurttaşlık hakkı tanınmasını ve yaşam haklarının garanti altına alınmasını talep ediyoruz.
-Kadın katili cihadist çetelerin uluslararası yapılar tarafından aklanmaya çalışılmasını kabul etmiyoruz. Ödül yerine Alevi katliamından sorumlu olanların Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmasını ve cezalandırılmasını talep ediyoruz.”
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.