PİRHA- Narlıdere’nin en eski yerleşim yerleri olan Yukarıköy’de bulunan Tarihi Kültür Evi, 1870 yılına dayanan tarihi ile dikkat çekiyor. Cemevi olarak yapılan ve uzun yıllar bu şekilde hizmet veren Kültür Evi, Tahtacı kültürünü gelecek nesillere tanıtıyor. Müze haline getirilen Tarihi Kültür Evi, ziyaretçilerini ağırlıyor.
İzmir Narlıdere’deki Tarihi Kültür Evi, Tahtacı Alevilerin kültürünü yaşatmak ve tanıtmak amacıyla müze olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Göçer halde yaşayan Tahtacı Alevi Dedeleri, 1800’lü yılların başında Narlıdere’nin ilk yerleşim yerlerinden biri olan Yukarıköy’e yerleşti. 1870’li yıllarda ise Tahtacı Türkmen Alevi Dedeleri, bugün Kültür Evi olarak adlandırılan binayı cemevi olarak kullanmak için inşa ediyor. Türkiye genelindeki tüm Tahtacı Alevilerin Yanyatır Ocağı olarak kullanılıyor.
2007 YILINDA AÇILDI
Kesintisiz olarak cemevi olarak kullanılan bina, 1960’lı yıllardan itibaren kullanılamaz hale geldi. 2006 yılında ise İzmir büyükşehir Belediyesi ve Narlıdere Belediyesi’nin ortak projesiyle birlikte restore edilen bina 2007 yılının Mayıs ayında Tahtacı Alevi kültürünü yaşatmak için “Kültür Evi Tarihi Cemevi” olarak halkın ziyaretine açıldı. 2 salon ve 9 odadan oluşan Tarihi Kültür Evi, uzman rehber eşliğinde hafta içi saat 09.00-17.00 saatleri arasında gezilebiliyor.
GİYDİRİLMİŞ 21 ADET HEYKEL BULUNUYOR
250 yıllık bir geçmişi olan Alevi Türkmen Tahtacı aşiretlerinin titizlikle yaşatıp, kuşaktan kuşağa aktardığı gelenekleri Narlıdere Tarihi Cemevi’nde görülebiliyor.
Tarihi Cemevi’nde, 1800’lü yılların başlarında göçle gelerek Narlıdere’nin ilk yerleşimcileri olan Tahtacıların ibadet ve yaşam tarzları sergileniyor. Bölgedeki evlerden toplanan tarihi belgelerin ve yaşam tarzlarını yansıtan materyallerin yanı sıra aslına uygun olarak giydirilmiş 21 adet heykel yer alıyor.
HIZIR DEDE 1800’LÜ YILLARDA NARLIDERE’YE YERLEŞİYOR
Narlıdere Kültür Evi (Tarihi Cemevi) Yanyatır Ocağı’nın kurucusu ve piri olarak bilinen Çobanlı Aşireti’nden Durhasan Dede’nin (mezarı Adana Ceyhan ilçesi Durhasan köyünde) torunu olan Hızır Dede, obası ile 1800’lü yılların başında Narlıdere’de yerleşik hayata geçer. Daha sonra ibadetlerini yerine getirmek için bir cemevi yapılmasına karar verirler ve diğer illerde yaşayan Tahtacı aşiretlerine yardım için haber salarlar. Gelen yardımlar üzerine 1874 yılında bugün Kültür Evi olarak bilinen Tarihi Cemevi’nin yapımına başlarlar.
Bina, adını kimsenin bilmediği Rum asıllı bir usta tarafından yapılmış. Kerestelerinin Antalya’nın Finike İlçesinin Gökbük Köyünden katırlarla getirildiği, salon taşlarının ise Malta’dan deniz yoluyla getirildiği biliniyor.
SORGU CEMLERİNİN YAPILDIĞI CEMEVİ
Yanyatır Ocağı diye de bilinen Tarihi Cemevi, Tahtacı aşiretlerinin en büyük ve en kutsal iki ocağından biri. Diğeri de Aydın Reşadiye’de olan Emiroğulları Ocağı. Cemevinin en önemli işlevi “Dara Durma” (Baş Okutma) olarak bilinen sorgu cemlerinin burada yapılıyor olması.
13. yüzyılda Anadolu’da “Ağaç Eri” olarak da bilinen tahtacılar 16. yüzyılda Osmanlı vergi nüfusu tahrir defterine Cemaat-ı Tahtacıyan olarak geçerler. Bu yüzyıldan sonra yerleşik hayata geçilen döneme kadar göçebe olarak dağları ve ormanlık alanları yurt edinerek ağaç işleri ile uğraşırlar. Ağaç işleme sanatının en iyi temsilcisidirler. Bu sanatın en güzel örnekleri cemevinin üst katlarındaki tavan süslemelerinde görülüyor.
Narlıdere’ye ilk yerleşen Tahtacı Türkmen Alevilerinin 1874 yılında büyük emeklerle kurdukları, inşa ettikleri, ibadetlerini yapıp kültürlerini yaşadıkları cemevi o günleri yaşatan, o günden bu yana kültür birikimlerini günümüze kadar taşıyıp sergileyen tarihi bir “anıt” haline getirildi.
Ersin ÖZGÜL-Hüseyin KELLECİ/İZMİR
Yoruma kapalı.