PİRHA-Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Sarıyer Şubesi’nde 15. Geleneksel Armutlu Güz Şenliği kapsamında yapılan panelde Alevilere yönelik asimilasyon politikalarının hız kesmeden devam ettiği belirtildi.
15. Geleneksel Armutlu Güz Şenliği bugün yapılan panel ile başladı. Moderatörlüğünü Pir Sultan Abdal Kültür Derneği (PSAKD) Sultangazi Şubesi Gazi Şehitleri Cemevi Başkanı Göksel Fidan yaparken, konuşmacı olarak Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği’nin kurucu başkanı ve HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Topçu Baba Dergahı Başkanı Mustafa Can ve Boğaziçi Cemevi Derneği Başkanı Ali Birer katıldı.
Alevi yol mücadelesinde başını veren canların anısına saygı duruşu ile başlayan panelde PSAKD Sarıyer Şube Başkanı Zeynep Yıldırım’ın güz şenliği ile ilgili cezaevinden gönderdiği faks okundu. Yıldırım’ın mesajında birlikte mücadele etme vurgusu dikkat çekti.
“KÜRSÜ, SORUNLARI DİLE GETİRMEK İÇİN VAR”
Alevi inancına, kültürüne ve Küçük Armutlu Mahallesi’ne yönelik saldırıların konu edindiği panelde ilk olarak Hubyar Sultan Alevi Kültür Derneği’nin kurucu başkanı ve HDP Milletvekili Ali Kenanoğlu söz aldı. Kenanoğlu, milletvekili kimliğinden öte toplumun kendisini inançsal anlamda verdiği mücadeleyle tanıdığını ve kendisinin de milletvekili ünvanıyla meclis kürsüsünü Alevi kültürünü yarınlara taşımak, sorunlarını dile getirmek için var olan bir kürsü olduğunu vurguladı.
“TARİHE POPÜLER KÜLTÜRÜN ETKİSİYLE BAKILMAMALI”
Alevi inancına yönelik saldırılara karşı kendi gelmiş olduğu coğrafya olan Hubyar’dan örnek veren Kenanoğlu, tarihe, tarihi olaylara ve kişilere popüler kültürün etkisiyle bakmamak gerektiğini kaydetti. Anadolu’da Celali İsyanları ile başlayan ve 120 yıl süren isyanlarda Alevilerin etkin rol oynadıklarını ifade eden Kenanoğlu, bu isyanların tek hedefinin zulme isyan olduğunu, yeni bir devlet kurmak gibi bir hedefi olmadığı için bir sonucu olmadığını belirtti.
“İLERİ DÜZEYDE BİR ŞİİLEŞTİRME POLİTİKASI YÜRÜTÜLÜYOR”
Tarihin bütün akışı inanca karşı saldırılar ve o saldırılar karşısında halkın verdiği tepkilerle dolu olduğunu ifade eden Kenanoğlu, bu tepki ve önlemlerin zaman zaman gizlenmeyi, zaman zaman da açık bir şekilde diğer toplumsal kesimlerle birlikte mücadeleyi gerektirdiğini vurguladı.
Egemen sistemin kendini inançları asimile ederek var ettiğini söyleyen Kenanoğlu, sistemin sadece kendi çizdiği Alevilik çerçevesini kabul ettiğini de vurguladı. Alevilik ve Bektaşiliğin günümüze kadar birkaç koldan saldırı altında olduğunu dile getiren Kenanoğlu, şu anda çok ileri düzeyde bir şiileştirme politikasının yürütüldüğünü, kabul ve makbul görülen bir Alevi-Bektaşiliğin yaratılmaya çalışıldığını belirtti.
“TOPLUMSAL ZEMİNDE ORTAK MÜCADELE BİLİNCİ OLUŞTURULMALI”
Asimilasyonun birinci adımının toprağından, yerinden yurdundan, kökeninden etmeyle başladığını ifade eden Kenanoğlu, insanların topraklarından göçtüğü anda asimilasyonla karşı karşıya kaldıklarını sonrasında toplandıkları yerlerin de dağıtılmaya çalışıldığını kaydetti. Genel olarak Alevi mahallelerinde bir dağıtma politikası olduğuna işaret eden Kenanoğlu, “Muaviye siyasetinin uygulandığı dönemlerde bizim birlikteliklerimizi artırmamız gerekiyor. Boyun eğmekten vazgeçeceğiz. Yaranma siyaseti bizi bitiren siyasettir. Öncelikle toplumsal zeminde ortak mücadele bilinci oluşturulmalı. Biz de devletin dilini kendi ezberimiz haline getirip konuşuyoruz. Bundan vazgeçmeliyiz. Kadınıyla, Kürdüyle, Bektaşisiyle ortak mücadele vermemiz gerekiyor” dedi.
“YASAKLI İNANÇLARIN TÜMÜ DİNİ YAPILARI REDDEDER VE BEDELİNİ ÖDER”
Kenanoğlu’nun ardından söz alan Topçu Baba Dergahı Başkanı Mustafa Can, insanların tarih sahnesine çıktığı ilkel komünal toplumlar dinin olmadığını, insanların bilmedikleri, ürktükleri doğa olaylarına karşı bir yönelim içinde olduklarını belirtti. “Ne zaman ki devlet, güç ortaya çıkar o zaman baskı, zor ve şiddet çıkar. Şiddetin yetmediği yerde tanrı bunun da yetmediği yerde din baronları çıkar” diyen Can, şöyle devam etti: “O sırada bir itiraz çıkar ortaya. En-el Hak. ‘Tanrı ile halk arasındaki ilişki bir tek onu ilgilendirir’ der ve bedelini öder. Aklınıza gelen yasaklı inançların tümü bu yapıyı reddeder ve bedelini öder.”
Alevi inancından yavaş yavaş uzaklaşıldığını ve sevgi, dostluk gibi değerlerin kaybedildiğini vurgulayan Can, “Biz ne yapıp yapıp yolumuzun güzel erdemlerini ete kemiğe büründürüp geleceğe taşımalıyız” dedi.
“SORUNDAN KAÇARAK, KORKARAK YAŞAYAMAYIZ”
Boğaziçi Cemevi Derneği Başkanı Ali Birer de Küçük Armutlu’ya yapılan saldırılara değindi. Küçük Armutlu’da sürekli bir mücadele verildiğini ifade eden Birer, son süreçte Aleviler olarak varlıklarını devam ettirebilmek için çeşitli dernekler ve cemevleri açtıklarını belirtti. Birer, muharrem ayında Küçük Armutlu’da oruç tuttukları 12 gün boyunca polisin cemevinin önünden ayrılmadığını bu yüzden de insanların kendilerini baskı altında hissettikleri ve korktukları için cemevine bile gelemediklerini kaydetti. Polisin cemevine baskın yaptığı ve yazılar yazdığını eleştirdiği için PSAKD Sarıyer Şube Başkanı Zeynep Yıldırım’ın tutuklu olduğunu söyleyen Birer, “Biz sorundan kaçarak, korkarak yaşayamayız, var olamayız. Aleviliğin özünde insanlık var zaten. Faşizm bugün bütün gücüyle bizi asimile etmeye çalışıyor. Bizi yok sayıyor. Bizim mahalle çok önemli bir yer işgal ediyor. Rantsal değeri de yüksek bir yer” dedi.
15. Geleneksel Armutlu Güz Şenliği yarın da sanatçıların sahneye çıkacağı konserlerle devam edecek. Konserler saat 15:00’te başlayacak.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.