PİRHA-Ankara Tabip Odası(ATO), Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) ve Devrimci Sağlık İşçileri Sendikası (Dev-Sağlık-İş) Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi heykel önünde 14 Mart Tıp Bayramına ilişkin açıklama yaptı. ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun, hekimlerin 14 Mart’a dair başta şiddetten arındırılmış sağlık alanlarında çalışma talepleri olduğunu söyledi.
Hacettepe heykel önünde yapılan açıklamaya CHP Genel Başkan Yardımcısı Dr. Zeliha Aksaz Şahbaz, Sol Parti Çankaya Belediye Başkan adayı İlknur Başer, TTB MK üyesi Dr. Ahmet Karer Yurtdaş, Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Muharrem Baytemür, SES Eş Genel Başkanı Mehmet Sıddık Akın ile SES MYK üyeleri, KESK MYK üyesi Erdal Karakuş, DEV-SAĞLIK-İŞ üyeleri ile çok sayıda hekimin yanı sıra tazminatları için mücadele eden ANTIP işçileri de katıldı. Açıklamayı ATO Genel Sekreteri Dr. Mine Coşkun okudu.
“14 MART’I UZUN ZAMANDIR BAYRAM OLARAK KUTLAYAMIYORUZ”
Dr. Mine Coşkun, “Osmanlı’da 1827 yılında modern tıp okulunun kurulduğu gün olan, tıbbiyelilerin İstanbul işgaline karşı çıkışlarını dile getirmek için 1919 yılında yaptıkları ilk kutlamadır 14 Mart. Çok uzun zamandır gerek sağlık ortamının gerekse ülkemizin içinde bulunduğu koşullar nedeniyle bayram olarak kutlayamıyoruz maalesef. 1980 yılından itibaren başlayan, son 20 yılda artan antidemokratik uygulamalarla özgürlüklerin gittikçe daraltıldığı, baskının ve keyfiliğin arttığı, şiddet sarmalına doğru sürüklenen ekonomik krizle boğuşan ve çıkış bulamayan bir ülkede yaşar olduk” dedi.
“SAĞLIK ALANI İYİ YÖNETİLEMEMEKTEDİR”
Neredeyse her gün bir kadının katledildiği, tarikat ve cemaat yurtlarında çocuk istismarlarının ayyuka çıktığı, her alanda gericiliğin tırmandığının altını çizen Coşkun, “Sağlık alanı iyi yönetilememektedir. Bütçeden, sağlık hizmetlerinin sunumuna kadar sağlık çalışanları ve halk gözetilmemektedir. Cepten harcamalar gittikçe artarken, bütçenin ağırlıklı kısmı tedavi edici hizmetlere ve şehir hastanelerine ayrılmaktadır” diye konuştu.
“HASTANELERE DİN GÖREVLİLERİNİN ATANMASI GERİCİLEŞMENİN ÖNEMLİ GÖSTERGESİ”
Şehir merkezinde insanların kolay ulaştığı, sağlık hizmeti sunumunda ve eğitimde gelenek oluşturan köklü hastanelerin bir bir kapatıldığını hatırlatan Dr. Coşkun, “Merkeze ve insanlara uzak, devasa işletmeler açıldı şehir hastanesi adı altında. Beş dakikalık muayene için günlerce randevu bekleyen hastalar, tetkikler için aylarca beklemek zorunda kalıyor
Yöneticilerin mobbingi çok sayıda asistanın istifasına yol açmaktadır. Aile sağlığı merkezinde çalışanlar artan vergi yükü altında ezilmektedir. Hekimler, hemşireler olanak olduğunda başka sağlık kuruluşlarını tercih etmektedirler. Sağlıkta şiddet günlük haberlerin bir parçası oldu adeta. Patlayan silahlar, çatışma alanına dönen hastane acilleri, saldırganlığın her türlüsü yaşanıyor sağlık kurumlarında. Manevi danışman adı altında hastanelere atanan din görevlileri gericileşmenin önemli bir göstergesi olmuş durumda” diye ekledi.
HEKİMLERİN 14 MART’A DAİR TALEPLERİ
14 Mart’a dair hekimlerin taleplerini bir kez daha hatırlatan Dr. Coşkun şunları söyledi:
- Şiddetten arındırılmış çalışma ortamları yaratılmalıdır.
- Sağlık çalışanlarının başta yemek, dinlenme, kreş ihtiyaçları olmak üzere çalışma koşulları düzenlenmeli ve iyileştirilmelidir. Yoğun ve yorucu çalışma ile nöbetlerin yarattığı olumsuzluk bir an önce giderilmelidir. ( Geçtiğimiz günlerde Ankara Bilkent Şehir Hastanesi kadın doğum asistanın yaşadığı kazanın nedeninin bu olduğunu hatırlatırız, meslektaşımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz. )
- Fiili hizmet süresi zammı 120 gün olmalı, sağlık çalışanlarının ek göstergesi kademeli olarak artırılmalı, hekimler için 7600 olmalıdır.
- Çalışırken alınan ücretlerin emekliliğe yansıdığı tek kalemde maaş uygulanmalıdır.
- Aile sağlığı merkezlerinde çalışanlar başta olmak üzere alınan vergi yüzde 15’i geçmemelidir.
- Bütün sağlık çalışanların ve emekli hekimlerin aylıkları yoksulluk sınırının üzerinde olmalıdır.
- 150 milyon başvurunun gerçekleştiği acil servisler, acil hizmetleri sekteye uğratan poliklinik hizmetlerinden ( yeşil alan ) arındırılmalıdır.
- Hekimlerin muayene sayı ve süresini kendisinin ayarlayacağı ( mahkeme kararıyla da onaylanan ) bir sisteme geçilmelidir.
- Sağlık alanına yönelik bütün düzenlemeler üniversiteler, sağlık meslek ve emek örgütleriyle ilgili kurumların görüşüyle oluşturulmalıdır.
- Tıpta uzmanlık eğitimi ve uzmanlık öğrenci sayısı ülke gerçekleri ve eğitimin niteliği gözetilerek yapılmalıdır.
- Sağlığa tedavi edici değil, sağlığı koruyucu bir gözle bakılmalı; başta HPV ve grip aşıları olmak üzere tüm aşılar ücretsiz olmalı ve rutin aşılama programına alınmalıdır.
- Hekimlerin bağımsız çalışma koşullarını zorlaştıran uygulamalar terk edilmelidir.
- Hak arama olanaklarını ortadan kaldırmayı amaçlayan, son yasal düzenlemede var olan çifte cezalandırma uygulaması iptal edilmelidir.
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.