PİRHA- AKD Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi, 12 Mart Gazi Katliamı’nda yaşamını yitirenleri düzenlediği panelle andı. Gazi şehide Zeynep Poyraz’ın babası Cemal Poyraz “Biz bu acıları hep yaşıyoruz, yaşamaya devam ediyoruz. Benim Zeynep’im gitti, senin Zeynep’in gitmesin. Bizim tüm çabamız bundan dolayı” dedi.
Alevi Kültür Dernekleri (AKD) Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi ‘Gazi’den Ümraniye’ye Adalet istiyoruz’ şiarıyla panel düzenlendi. Panelde 12 Mart Gazi Katliamı’na giden süreç ve sonrasında Aleviler’in hak arama mücadelesinin konu edildiği panelde konuşmacı olarak Gazi Şehitleri Aileleri adına Cemal Poyraz ve Müşerref Bingöl, katliam davası avukatlarından Keleş Öztürk, dönemin Gazi Mahallesi muhtarı Nevzat Altun, Gazi Şehitleri Cemevi Başkanı Ferhat Aktaş yer alırken moderatörlüğü Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) yönetim kurulu üyesi İmam Balsever yaptı.
“İNANCIMIZDAN VAZGEÇMEYECEĞİZ”
İlk konuşmayı yapan AKD Sultangazi Pir Sultan Abdal Cemevi Başkanı Zeynal Odabaş “Şehitlerimizi anmak için buradayız. Tarihimiz katliamlarla, sürgünlerle dolu. Bizler gerek Gazi’de Gezi’de, Maraş’ta, Koçgiri’de bu katliamları yaşadık. Şunu unutmasınlar bizler katledilerek ne düşüncemizden ne de inancımızdan vazgeçmedik, vazgeçmeyeceğiz. Bugün burada bulunan siz değerli canları bir daha bu katliamlar olmasın diye zalimin zulmüne direnen canlarınızı anmak için her yıl olduğu orada görmek bizlere güç verecektir” diye konuştu.
“MÜCADELEMİZİ SONUNA KADAR SÜRDÜRECEĞİZ”
Gazi Cemevi Başkanı Hıdır Karataş söz alarak, “Bütün canlarımızı, bütün şehitlerimizi anmak için hepinizi 12 Mart’ta Gazi Cemevi önüne bekliyoruz. Bu ülkedeki hukuk, adalet, demokrasi için gerek Alevi canlarımız gerek demokrat canlarımız bedel ödedi. Tek amaçları bu ülkedeki 86 milyonun kardeşçe yaşamasıydı. Bundan sonra da böyle devam edecektir. Demokratik alanda mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Geçmişte bunun uğrunda bedel ödeyenlere borcumuzdur” dedi.
“ALEVİ KATLİAMLARININ HEPSİ PLANLIYDI”
Ardından söz alan Alevi Bektaşi Federasyonu (ABF) Genel Başkan Yardımcısı Aydın Deniz ise şunları dile getirdi: “Bugüne dek yaşanan Alevi katliamları ne tesadüftür ne de spontane gelişmiştir. Ben de o zamanın canlı tanığıydım. O gün orada bir beyaz Toros’la elinde uzun namlulu silahlarla bekliyorlardı. Biz isimlerini ve derin devleti sonradan öğrendik. Elinde kazma ile bizleri bekleyen Yeşil kod adlı kişiydi, emirleri veren kişi ise Abdullah Çatlı’ idi. Bu ülkede Alevilere yönelik katliamların hepsi planlı ve programlıydı.”
“CENAZELERİMİZE PANZERLERLE SALDIRDILAR”
Panelde ilk sözü alan dönemin Gazi Mahallesi Muhtarı Nevzat Altun o günlerde yaşananları şu ifadelerle aktardı: “Gazi, Türkiye’nin her yerinden Aleviler’in akın ettiği bir mahalle. Kuruluşu itibariyle Gazi Mahallesi antiemperyalist, antikapitalist bir yapıya sahipti. 1980 Darbesiyle bu mahallenin üzerinden silindirle geçilmek istendi. 90’larda mahallemizde o kadar gerginlik vardı ki akabinde 1993’te Sivas Katliamı yaşandı. Otomatik silahlarla dört tane kahve tarandı. İnsanlar yaralanırken, ölürken o gün polis yürüyüşe geçen insanları engellemeye çabalıyordu. Çıkış yollarını tutup katilleri yakalamak yerine insanların karakola yürümesini engellemeye çalıştılar. Cerrahpaşa’ya cenazelerimizi almaya gittiğimizde yedi sekiz tane daha gencimizi teşhis ettim. Devlet daha bizlerden hırsını alamamıştı. Polis, Kıbrıs Caddesi’ne gelen şehitlerimizin cenazelerine panzerlerle saldırdı. Gazi’de solcular, devrimciler, solcular, Aleviler, Kürtler var diye bizlerden hınç almak istediler.”
“DAVAMIZA SAHİP ÇIKMAK İÇİN DESTEK BEKLİYROUM”
Gazi Şehitleri Aileleri adına konuşan Müşerref Bingöl “Medya ve devlet ele ele vererek bu katliamı yapmıştır. Ben neden gün geçtikçe azalıyoruz diye sormak istiyorum. İlk Gazi anmalarında milyonlarca kişi sokağa dökülürken bugünlerde beş bin kişiyi geçemiyoruz. Gün geçtikçe Gazi anmalarında sayımız azalıyor. Sizden davamıza sahip çıkmak için destek bekliyorum” dedi.
“BENİM ZEYNEP’İM GİTTİ, SENİN ZEYNEP’İN GİTMESİN”
Gazi şehidi Zeynep Poyraz’ın babası Cemal Poyraz, “Gaziosmanpaşa’da göstermelik bir dava açtılar. Güvenliği bahane ederek dosyamızı Trabzon’a gönderdiler, yaramıza tuz bastılar. Biz bu acıları hep yaşıyoruz, yaşamaya devam ediyoruz. Benim Zeynep’im gitti, senin Zeynep’in gitmesin. Bizim tüm çabamız bundan dolayı. Gücümüzü birleştirerek bu tür katliamların önüne geçmek için herkesin duyarlılık göstermesi gerekiyor. İnsanlar önde gitmese bir şey olmazdı diyorlar. Zeynep’im o gün yanıma gelip bana “Baba Gazi’de saldırı olmuş, Hasan amcamı kanlar içinde gördüm. Biz de gidelim” dedi. Olmaz kızım sen gelme dediğimde, “Ben de Sivas’ı yaşadım, ben de geleceğim” dedi. Zeynep’im ölmese başka birisi ölecekti” dedi.
“DEVLET, MAHALLEMİZİN YAPISINI HEDEF ALMIŞTI”
Gazi Şehitleri Cemevi Başkanı Ferhat Aktaş konuşmasında şunlara değindi: “Gazi halkı 12 Mart günü saldırıya tepki göstermek için sokağa çıktı. 12 Mart’a gelene kadar Gazi Mahallesi’nde bazı kırılma noktaları yaşandı. Bir vatandaşımız Gazi Karakolu’nda gözaltına alınıp katledilmiş ve halkımız tepkisine neden olmuştu. Gazi Mahallesi doksanlı yılların gözaltı, baskı ve işkencelerinden payına düşeni fazlasıyla almıştı. Mahallemiz sistem muhalifi, sol-sosyalist dinamiklerin taban bulabildiği bir mahalle olma özelliğine sahipti. Alevi hareketi açısından önemli bir mahalleydi. Devlet, burada yükselen sosyal temelli mücadeleyi engellemek için operasyonlarla mahallemizin bu yapısını hedef almıştı.”
“POLİSLER DEĞİL GAZİ MAHALLESİ HALKI YARGILANDI”
Son konuşmayı yapan Gazi Katliamı davası avukatlarından Keleş Öztürk katliamın yargılanma sürecine ilişkin şunları aktardı: “Yargılama dediğimizde Trabzon’daki dava akla geliyor. Bunun bir öteki tarafı hepimiz biliriz Gaziosmanpaşa’da Gazi Mahallesi’ndeki halka açılmış bir dava var. Katliama tepki gösteren üç kişi ilk gece gözaltına alınıp ertesi gün tutuklanıp mağduriyet yaşadı. Bunları konuşmayı genelde unutuyoruz. Savcılık ilk soruşturmayı 1 kişinin ölümü ve 30 kişinin yaralanması üzerine açmalıydı. Oysa Gaziosmanpaşa Savcılığı’nın numara verdiği ilk soruşturma Gazi’de yaşanan olaya tepki gösteren ve bu nedenle karakola yürüyen insanlara karşıydı. Bizim dosyada anladığımız kadarıyla olayın ortaya çıkarılması yerine buna tepki gösteren insanların bir daha tepki göstermesinin yolları arandı. Mehmet Gündüz’ün cemevi önünde öldürülmesinin ardında tanık ifadeleri ortaya çıkınca mecburen polislere dava açıldı. Çıkan kararla da polislere ceza verme niyetleri olmadığını da anlamış olduk. Devlet insanları birbirine düşman ederek kendi varlığını sürdürmek niyetindeydi”.
Panelin son bulmasının ardından cemevinin yemekhanesinde lokmalar pay edildi.
PİRHA/İSTANBUL
Yoruma kapalı.