PİRHA- Mezopotamya Ajansı (MA) muhabiri Tolga Güney, hakkında verilen ev hapsi kararına rağmen yaklaşık 1 yıldır gazeteciliğe devam ediyor. Güney, gazetecilik mesleğinin engellemek istendiğini ve toplumun gerçeklerden haberdar olmasına karşı ev hapsinde tutulduğunu belirterek, “Aynı haberleri ulusal ve yerel birçok basın yaptığı halde Mezopotamya Ajansı’nın yapıyor olması sanki bir tehlike arz ediyormuş gibi gösterilmeye çalışılıyor” dedi.
İzmir’de 13 Şubat’ta ev baskında gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı (MA) muhabirleri Semra Turan, Delal Akyüz ve Tolga Güney, JINNEWS muhabiri Melike Aydın, Gazete Duvar Muhabiri Cihan Başakçıoğlu ile Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) basın çalışanı Fatma Funda Akbulut, emniyetteki işlemlerinin ardından savcılığa sevk edilmişti.
İfadelerini ardından Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği Cihan Başakçıoğlu ve Semra Turan’ın adli kontrol şartıyla Delal Akyüz, Melike Aydın, Tolga Güney ve Funda Akbulut’un ev hapsiyle serbest bırakılmasına karar vermişti. Ev hapsi devam eden Mezopotamya Ajansı muhabiri Tolga Güney, 11 aydır ev hapsinde tutulduğunu, gazetecilik mesleki çalışmalarını yeterli düzeyde yerine getiremediğini ifade ederek en kısa sürede görevini yapmak istediğini söyledi.
31 Mart seçimlerine 1 ay kala gözaltına alınan Mezopotamya Ajansı muhabiri Tolga Güney tutuklanmış ve ev hapsine mahkum edilmişti. 11 aydır ev hapsinde tutulan Güney, mesleki çalışmalarının engellemek ve seçimlere az bir zaman kala gözaltına alınmasının nedenini toplumun gerçek bilgilerden uzak tutmak olduğunu belirtti.
“SEÇİME 1 AY KALA GÖZALTINA ALINMAMIZ SEÇİMLERİ SEKTEYE UĞRATMAKTI”
31 Mart seçimlerine 1 ay kala gözaltına alınmasını ‘seçimleri sekteye uğratma’ olarak değerlendiren Güney, “Polislerin bize yönelttiği soruları gördüğümüzde hepsinin mesleki faaliyetlerimizden dolayı olduğunu anlamıştık. Arkadaşımdan tripot istedim diye; bu tripot nedir? Bu tripotla ne yapacaktın? Kiminle görüşecektin? gibi sorular soruldu. Avukatla yaptığım telefon görüşmeleri delil olarak önümüze sunuldu. Yaptığımız haberlerin çoğunluğu ekolojiye dair haberlerdi. Bunları kriminalize eden bir noktadan gözaltına alınan bir operasyona dönüştü. Amaç gazeteciliği engellemekti” dedi.
“YAPTIĞIM HABERLER KRİMİNİLAZE EDİLDİ”
Aynı haberi birçok farklı basın yapmasına karşın kendilerinin özellikle hedef haline gelmesinin mesleki çalışmalarını yıpratmak olduğuna vurgu yapan Güney, “Yaklaşık 11 aydır ev hapsindeyiz. Amaç sahadan uzak tutup, engellemek. Özellikle de bu haberlerin Mezopotamya Ajansı’nın yapıyor olması da özellikle dikkat çekiyor. Aynı haberleri ulusal ve yerel birçok basın yaptığı halde Mezopotamya Ajansı’nın yapıyor olması sanki bir tehlike arz ediyormuş gibi gösteriliyor. Belen ormanlık alanında yaptığımız haberlerin başka yerlerde de izleniyor olması ve seçim dönemine yakın bir dönemde alınıyor olmamız bilinçli yapılmıştı. Seçim 1 aya kala gözaltına alınmamızın nedeni farklı kesimden insanların taleplerini medyada çıkarmamız engellemekti” diye konuştu.
“BİR GAZETECİNİN ALANI SOKAKTIR”
Evde bulunduğu süreçte gazeteciliğe devam ettiğini söyleyen Güney, evden çalışmalarını bir şekilde sürdürdüğü ifade etti. Güney, şöyle devam etti:
“Bir gazetecinin alanı sokaktır, madenin açıldığı bölgedir, ağacın kesildiği yerdir. İnsanları bire bir görerek, hissederek haber yapmak gerekiyor. Her ne kadar sahadan uzak dursam da ülkenin neresinde ekolojik bir talan varsa yörenin insanlarının seslerini bir şekilde duyurmaya, insanların itirazlarını sorunlarını yükseltebileceği bir mecra olmaya devam ediyorum. Fotoğraf makinasıyla çalışıyor olamamak haberle olan duygusallığı veremiyor. Dışarıda haber yapma özlemimi evin içerisinde fotoğraf çekerek gidermeye çalışıyorum. Ev hapsi boyunca birçok haberi takip etme isteğim oldu. Özellikle Artvin Hopa’da mesire adı altında taş ocağı yapılmak istenen ormanlık alana karşı koymak isterken öldürülen Reşit Kibar’ın yanında olmak isterdim. 3 saatlik bir mesafe olmasına rağmen oraya gidememek beni çok etkilemişti. İkincisi de Kazdağı eylemlerinde bulunmak isterdim.”
“GAZETECİLERE YAPILAN BASKI TOPLUMUN BÜTÜN KESİMLERİNE YAPILIYOR”
Kuzey Doğu Suriye’de katledilen gazetecilere sahip çıkmak isteyen meslektaşlarının gözaltına alındığını hatırlatan Güney, “Nazım ve Cihan arkadaşlar yandaş medyada yazılanların gerçeği yansıtmadığını, bölgede hala bir çatışmanın ve savaşın devam ettiğini haberleriyle dışarıya yansıtıyorlardı. Bindikleri aracın önünde büyük harfle basın yazmasına rağmen hedef alındılar. Gazetecilere sahip çıkmayan isteyen arkadaşlarımız da katledilen arkadaşlarına karşı eylem yapmak isterken saldırıya uğrayıp gözaltına alındılar. Sonrasında Cihan Bilgin ve Nazım Daştan’ın sosyal medyada fotoğraflarını paylaştıkları için 10 kişi gözaltına alındı. Bununla hakikatin sesini kısmak ve kısmakla beraber onlara dair hiçbir tepkiye yer verilmek istenmesinin nedeni toplumun gerçeklerden haberdar olmasını önüne geçmek. Bu saldırı sadece gazetecilere değil toplumun bütün kesimlerine yapılan baskı olarak ele almak gerekiyor”
“İNSANLARIN İTİRAZLARINI ELİMDEN GELDİĞİNCE ANLATMAYA ÇALIŞACAĞIM”
Ev hapsi sona erdiği zaman gazeteciliğe kaldığı yerden devam edeceğini söyleyen Güney, şöyle konuştu: “Bundan sonraki süreçle beraber evden yaptığım gazeteciliği dışardan yapmak ve direnişin olduğu yerlerde bulunup, insanların itirazlarını, istemedikleri olayları elimden geldiğince anlatmaya, haberlerde yer vermeye çalışacağım.”
Kamber YILDIZ/İZMİR
Yoruma kapalı.