PİRHA – 10 Ekim Ankara Katliamı’nın araştırılmasına ilişkin önergenin doğrudan gündeme alınması önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
Halkların Demokratik Partisi’nin (HDP) IŞİD’in 10 Ekim 2015’te Ankara Tren Garı’nın önünde düzenlediği saldırının araştırılmasına ilişkin önergesinin doğrudan gündeme alınması önerisi TBMM Genel Kurulu’nda görüşüldü.
Araştırma önergesinin doğrudan gündeme alınması önerisi, AKP ve MHP’nin oylarıyla reddedildi.
“İSTİHBARAT BİLGİLERİNE RAĞMEN TEDBİR ALMAYANLARA DAVA AÇILMADI”
HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu önerge üzerine yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İlk ambulans, patlamadan 45 dakika sonra ancak gelebildi. Bir taraftan da yaralılara müdahale engellendi, gaz sıkıldı ve tazyikli su sıkılarak ilk yardım imkanları da engellenmiş oldu ve çok sayıda kişinin ölümüne de sebebiyet verildi. Bu olaydan sonra, bu kişilerle ilgili, yani oradaki gerekli güvenlik önlemlerini almayan, istihbarat bilgilerine rağmen tedbir almayanlara karşı herhangi bir soruşturma açılmadı, herhangi bir kovuşturma yapılmadı, herhangi bir dava açılmadı.
Bugünlere gelen yola, Ekim 2014’teki Milli Güvenlik kararları çerçevesinde alınan bir kararla gelinmişti ve o kapsamda 5 Haziran’da Diyarbakır’da, 20 Temmuz’da Suruç’ta -bunların hepsi 2015’te oluyor- 10 Ekim’de Ankara Garı’nda, 20 Ağustos’ta da Antep’te katliamlar yapıldı. Tabii bu katliamlarla birlikte aynı zamanda katliam girişimleri de yapıldı. Burada 10 Ekim günü ne oldu? Gaziantep’ten, elini kolunu sallayan bombacılar Ankara’ya, gar önüne kadar girdiler ve orada kendilerini patlattılar. Sonra ne oldu? Tabii ki orada gerekli güvenlik önlemlerinin alınmadığını görüyorduk, biliyorduk. Ben de oradaydım, yani bunun tanıklarından birisiyim, 10 Ekim 2015’te gar önünde bulunan kişilerden birisiyim.”
“AMBULANSLARIN GİRİŞİNİ ENGELLEDİLER”
“Ortalıkta herhangi bir güvenlik gücü, polis yokken insanlar yaşamını yitirdikten sonra, bomba patladıktan sonra bir anda güvenlik güçleri sağlıkçılardan, ambulanslardan önce oraya intikal ettiler ve ambulansların gelişini engellediler. İlk ambulans, patlamadan 45 dakika sonra ancak gelebildi, alana girebildi ve bir taraftan da yaralılara müdahale engellendi, gaz sıkıldı ve tazyikli su sıkılarak ilk yardım imkanları da engellenmiş oldu ve çok sayıda kişinin ölümüne de sebebiyet verildi. Bu olaydan sonra, bu kişilerle ilgili, yani oradaki gerekli güvenlik önlemlerini almayan, istihbarat bilgilerine rağmen tedbir almayanlara karşı herhangi bir soruşturma açılmadı, herhangi bir kovuşturma yapılmadı, herhangi bir dava açılmadı. Hatta şöyle ilginç bir şey var; Antep Nizip’te, katliamdan 10 gün önce çok yüklü miktarda amonyum nitrat satın almak isteyen kişi var. Bu belirleniyor ve savcılık bununla ilgili soruşturma açıp, inceleme başlatıp bu kişi hakkında Gaziantep Emniyet Genel Müdürlüğü Terörle Şube Müdürü’ne diyor ki ‘Bu kişiyi araştırın’. Kim bu kişi? Yakup Şahin. O gün, Antep’ten Ankara’ya gelen katillere, o bombacılara eskortluk eden araçtaki kişi Yakup Şahin; onları takip eden. Ama ne oluyor? Yakup Şahin’le ilgili herhangi bir araştırma, soruşturma yapılmıyor ama bu araştırmayı, soruşturmayı yapmayanlarla ilgili de herhangi bir soruşturma, kovuşturma yok. Ne oluyor? Katliam esnasında ambulanslar gelmediği için orada, iki tane polis aracıyla yaralıları hastaneye taşıyan insanlar, kamu aracını gasp etmekten dolayı yargılanıyorlar. Yani yargılananlar da yine mağdurlar oluyor. Diğer taraftan, babasının mezarı başında anma yapan, duygusal konuşma yapan insanlar hakaretten, terör propagandasından ve benzeri uyduruk iddialardan aylarca, yıllarca mahkemelerde yargılanıyorlar.”
“TARİHİMİZİN GÖRDÜĞÜ EN BÜYÜK VAHŞETLERDEN BİR TANESİ”
Gelinen noktada Ankara Gar katliamı, tarihimizin gördüğü en büyük vahşetlerden bir tanesidir. Ancak davaları da takip ediyoruz, bu davalardan da hiçbir umut yok, çünkü düzgün bir soruşturma, araştırma ve dava süreci yürütülmüyor. En son dava, 7 Ekim’de görüldü. O davaya katıldım ben ve orada, MİT’in tespitlerine göre IŞİD’in Türkiye sorumlusu, Türkiye emiri olarak bilinen kişi Kasım Güler şunu itiraf etti; ‘Biz o dönemde elimizi kolumuzu sallayarak Türkiye’ye giriş-çıkış yapıyorduk. Ben, 4 ya da 5 defa Türkiye’ye giriş-çıkış yaptım. Sınırdaki güvenlik karakoluna sadece bilgi veriyordum, o bilgi çerçevesinde de Türkiye’ye giriş-çıkış yapıyordum’. Bu rahatlıkla geldi bu katiller ve insanlarımızı katletti.”
“O KAOS VE KANDAN SİZLER, YENİ BİR İKTİDAR ÜRETTİNİZ”
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, konuya ilişkin söz alarak 2015 yılında yapılan iki genel seçim arasındaki sürece dikkat çekti. Emir, AKP’lilere hitaben, “Özellikle de haziran-kasım arasında Türkiye’yi kaosa sürükleyerek oylarınızı artırma yoluna gittiniz. Kaybettiğiniz iktidarınızı, bu şekilde tekrar tahkim etme yoluna gittiniz. Göz yumdunuz; o kaos ve kandan sizler, yeni bir iktidar ürettiniz” dedi.
Murat Emir “10 Ekim Ankara Gar Katliamı bu toprakların ve insanlığın gördüğü en zalim, en kanlı, en alçak saldırıdır” diyerek gerekli yüzleşmenin ise yapılmadığını belirtti.
Murat Emir şunları söyledi:
“Hukuki süreç savsatıldı. Arkadaşım bahsetti, göstermelik bir mahkeme süreci, sanki birkaç IŞİD’li militan, IŞİD’li katil bu işi planlamış, yapmış gibi, gerçek sorumlulara uzanmayan bir hukuki süreç işletildi. Oysa bu katliamı planlayanlar, arkasında duranlar, ona siyasi destek verenler, orada bu bomba tedarik edilirken Emniyet’in bilmesine rağmen gereğini yapmayanlar, mülkiye raporlarına geçtiği gibi ‘Bir saldırı yapılabilir’ istihbaratı alınmış olmasına rağmen önlem almayanlar, adeta bu katiller Ankara’ya eskort eşliğinde gelirken hiçbir şey yapmayanlar suçlular ama maalesef mahkeme bunları görmezden, duymazdan geldi.
Bir katil düşünün. İki kardeş; birisi Suruç katliamındaki bombacı ve bu kişi teknik takip altında, yine ‘Ankara emiri’ dedikleri İlhami Balı’yla sürekli görüşüyor, o da teknik takip altında ama onlar hakkındaki hiçbir tape kaydı mahkemeye getirilmedi. Oysa İlhami Balı, firari sanık, 2016’da meğer Konya Cihanbeyli Devlet Hastanesi’nde, aranıyorken her nasılsa tedavi edilmiş. Baktığınız zaman bu katliam, devletin içindeki kirli odakların birilerinin bilgisi, ilgisi ve ihmali sonucunda gerçekleştirilmiştir. Dolayısıyla biz, bu mahkeme sürecini eksik sayıyoruz, eksik buluyoruz ve bu yargılamayı göstermelik buluyoruz.
Çok daha önemlisi arkadaşlar, AKP iktidarı o günlerde IŞİD’e ‘IŞİD’ diyemiyordu ve o günkü dış politikanız, Suriye politikanızın bir gereği olarak da sınırlarımızın kevgire çevrilmesine izin verdiniz. O günkü ‘katil’ diyemediğiniz IŞİD saldırganları, ‘cihatçı, savaşçı’ adı altında istedikleri gibi Türkiye’ye girip çıkıyorlardı. Hatta yaralandıklarında Türkiye’de hastanelerde tedavi görüyorlardı.”
“KAOS VE KANDAN YENİ BİR İKTİDAR ÜRETTİNİZ”
“Özellikle de haziran-kasım arasında Türkiye’yi kaosa sürükleyerek oylarınızı artırma yoluna gittiniz. İktidarınızı, kaybettiğiniz iktidarınızı bu şekilde tekrar tahkim etme yoluna gittiniz. Göz yumdunuz; o kaos ve kandan sizler, yeni bir iktidar ürettiniz.”
PİRHA/ANKARA
Yoruma kapalı.