PİRHA- 1. Mersin Alevi Kadınlar Sempozyumu panellerle devam ediyor. İlk oturumda söz alan Demokratik Alevi Dernekleri DAD Genel Merkez Eş Başkanı Selda Güneş, Alevi yolunun ışığının kadınlar olduğunu ve bu yolun ışığının sönmeyeceğini vurguladı. Akademisyen Bedriye Poyraz ise Alevi inancında kadın ve erkeğin eşit olduğuna ancak toplumsal yaşamda bunun karşılık bulmadığına dikkat çekti.
Çerağ uyandırma ve “Kadının Türküsü” adlı belgesel gösterimiyle başlayan 1. Mersin Alevi Kadınlar Sempozyumu panellerle devam ediyor. Panelin birinci oturumunda, “Alevi Ontolojisi ve kadın”, “Tarihsel süreçte Alevi kadınının konumu” başlıklı sunular yapıldı.
Moderatörlüğünü Mersin Cemevi Üyesi Şilan Sürmeli yaptığı oturumda Demokratik Alevi Dernekleri Genel Merkez Eş Başkanı Selda Güneş ve Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Bedriye Poyraz panelist olarak katıldı.
MÜRŞİDİ KAMİL OLMA YOLCULUĞU
İlk sözü alan DAD Eş Başkanı Selda Güneş, canlardan rızalık alarak konuşmasına başladı. Kentlere göçlerle birlikte Alevilerin de birçok yere göç verdiklerini ve kendi coğrafyaları dışında Aleviliklerini yaşamalarının zorlaştığını ifade eden Güneş, kentte öğrendikleri ile Aleviliği yaşamaya çalıştıklarını belirtti. Kentlerde öğrenilen birçok şeyin Alevi inancı için gerekli olmadığını vurgulayan Güneş, “Çünkü bu yol tüm sıfatlardan tüm öğrendiklerimizden sıyrılarak var olabileceğimiz yerin adıdır. Bu mürşidi kamil olma yolculuğunun adıdır.” dedi. 4 kapı 40 makam ile yola girildiğine işaret eden Güneş, ilk kapı olan şeriat kapısında en temel hak yasalarının yer aldığını, bu kapının insanın kendini bilme hali olduğunu kaydetti.
“UNUTULMAMASI GEREKEN ŞEY RIZALIKSIZ LOKMA YEMEMEK”
İkinci kapı olan tarikat kapısında ikrar verilerek musahip olunduğunu belirten Güneş, musahipliğin yani yolda kardeş olmanın iki farklı rahimde döl almış insanın insan olma yolculuğunda birbirine bir nazarda sağlanması için gerçekleşen bir hal olduğunu vurguladı. İnsanın verdiği ikrarla birlikte yolun parçası olduğunu buna da musahiplik cemi dendiğini dile getiren Güneş, “Yarin yanağından gayri her şeyini paylaşmakla mükellef olduğu bir canı vardır onun. Herhangi kötü bir şey yapacağı zaman sadece kendisinin mesul olmayacağını bilir. Çünkü musahibi de suçlu bulunur.” dedi. Tarikat kapısında öğrenilecek temel şeyler olduğunu belirten Güneş, her bir kapıda unutulmaması gereken şeyin rızalıksız lokma yememek olduğunu kaydetti.
BU YOLDA ÖTEKİ YOK
“İnsan sadece madde değildir. Her maddenin sesi vardır. Dolayısıyla hakkın da sesi vardır ve telli Kuran hakkın sesidir.” diyen Güneş, kadınların Alevi yolunun ışığı olduğunu ve bu yolda ötekisi olmadığını, yolun hiçbir ırkın sentezi olmadığını hak ile hak olmaya aday cümle canın rızalığı ile gireceği bir yol olduğunu ifade etti.
Hakikat kapısının yaratılıştan getirilen haklara saygı gösterme, çarkı pervazda çark olma, bir olma hali olduğunu belirten Güneş, hakkın yarattığı varlık deryasında hiçbir damlanın diğerinden daha üstün, daha yetkin olmadığını söyledi.
“ALEVİ KURUMLARI ALEVİLERİ TEMSİL ETMİYOR”
Güneş’in arkasından söz alan Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Bedriye Poyraz toplumsal süreçte Alevi kadının konumu konusunda konuşma yaptı. Alevi örgütlerinin şu anda Alevileri temsil etmediğini vurgulayan Poyraz, “Alevi örgütleri dökülüyor. Kurumlar milletvekili olabilme basamağı olarak kullanılıyor. En iyi olması gereken dönemde bile çok kötüler. O nedenle Alevi kadın örgütlenmesi çok kıymetli. Çok ihtiyaç duyulacağı bir zaman” dedi.
“BİZDE KADIN ERKEK EŞİTTİR SÖYLEMİ KENTLERE GÖÇLE BAŞLADI”
Alevi toplumunda “Bizde kadın erkek eşittir” söyleminin kentlere göçle birlikte başladığına dikkat çeken Poyraz, toplumsal hayatta hiçbir zaman kadınla erkeğin eşit olmadığını, kadınların mücadele ederek haklarını elde etmeye çalıştıklarını belirtti. Alevi kadın hareketinin hareket olabilmesi için öncelikle eşit olmadıklarını öğrenmeleri gerektiğini kaydetti.
“ERKEK EGEMEN İDEOLOJİ KADININ YAPTIĞI İŞLERİ DEĞERSİZLEŞTİRİYOR”
Erkek egemen ideolojinin kapitalist ideolojiyle kardeş ideolojiler olduğuna vurgu yapan Poyraz, şunları ifade etti: “Kapitalist ideoloji ezilen yaratarak egemenliği devam ettirmeye çalışıyor. Dolayısıyla kadınlar ve erkekler olarak birlikte mücadele ederek bunun üstesinden gelmemiz lazım. Erkek egemen ideoloji kadının yaptığı işleri değersizleştiriyor, erkeğin yaptığı işleri de değerli kılıyor. Örneğin bir tabak mantı kadının saatlerini alıyor, ama bir musluk tamiri o mantıyı yapma süresinin kat be kat altında. Ama musluk tamirine verilen para bir tabak mantıya verilen paradan kat kat fazla. Neden kadının yaptığı işi değersizleştiriyorlar çünkü.”
“KENDİLERİNİ UNUTTURMAK İÇİN ÖNCE ALEVİLİKLERİNİ UNUTTULAR”
Alevilerin kentlere göç ettikten sonra bir sürü zorlukla karşılaştığını, inancından dolayı aşağılandığını ve bu nedenlerle kendini unutturmak için önce Aleviliğini unutmaya çalışmakla işe başladığını söyleyen Poyraz, “Biz unutursak onlar da unuturlar gibi düşündüler. Ama baktılar ki onlar unutmuyor tekrar Alevi olmayı öğrenmeye çalıştılar” dedi.
Alevi inancında kadınla erkeğin eşit olduğunu ancak toplumsal yaşamda bunun böyle olmadığını kaydeden Poyraz, inançtaki kadın erkek eşitliğinin toplumda da varmış gibi gösterilmesinden dolayı Alevi kadınların mücadele etme ihtiyacı bile hissetmediğini vurguladı.
PİRHA/MERSİN
Yoruma kapalı.